Kentlerin artık günümüz dünyasında ülkelerin önüne geçtiğini ve belli konularda merkez olduğunu söyleyen iş dünyası temsilcileri, İzmir’in 8 bin yıllık liman kenti kültürünün yarattığı çokseslilik ve batıya dönük yüzü ile uluslararası teknolojik şirketlerin konuşlanmak için tercih edebileceği bir kent olduğunu söylediler. İş dünyasının önde gelen STK’larının başkanları, bu konuda atılacak adımlarla İzmir’in teknoloji ve bilimin merkezi, nitelikli eğitimin ve tersine beyin göçünün birinci adresi olabileceğini söylediler.
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen:
“Teknoloji üssü İzmir”
İçinden geçmekte olduğumuz süreç, ekonomik yönden ülkemizin içinden çıkacağı rotanın belirlendiği süreçtir. Bu anlamda birbiri ardına açıklanan, farklı ekonomik alanlara yönelik paketler birbiri ardına gelirken, atılması gereken elzem adımları bir kez daha gündeme getirmekte fayda var.
Dünyada bölgesel kalkınma ve kentlerin ön plana çıkığı bir dönem yaşıyoruz. Bu anlamda yöresel avantajları makro olarak ülkenin avantajına çevirebileceğimiz bir çok bölgemiz ve kentimiz mevcut. Bu anlamda İzmir, donanımlı üniversite altyapısı, batıya açık yüzü, sekiz bin yıllık bir liman kenti olmasından dolayı kozmopolit yapısı, üniversiteler bünyesinde olan teknoparkları ile nitelikli eğitimin merkezi ve teknoloji üssü haline gelebilecek bir kent.
İçinde bulunduğumuz bu süreçten kazanarak çıkmak istiyorsak, böylesi köklü adımları özellikle bölgesel yetkinliklere göre kentlere sorumluluklar yükleyerek, bir anlamda artık anlamı kalmayan “Her şeyin merkezi İstanbul” düsturundan makro politika olarak vazgeçilmesi gerektiği de aşikardır. Nitelikli eğitimin, Endüstri 4.0’a uygun üretimin, teknoparkların ve inovasyonun, katma değerli üretimin merkezi olabilme potansiyelini fazlasıyla barındıran tek kent İzmir’dir. Bu da merkezi hükümet tarafından görülerek bu konuda destekleyici politikalar geliştirmelidir. İzmir buna hazırdır.
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt:
“İzmir çok uygun”
İzmir teknoparklar ve bilimin merkezi olmalıdır. İzmir’in potansiyelini düşününce bu o kadar gün yüzüne çıkıyor ki, başka bir yer, başka bir bölge ya da kentin bu derece ön plana çıkmasının imkanı yok. İzmir’in hem ihracatın kapısı olması, batıya dönük yüzü, hem sanayi hem tarıma yönelik yapısı ve en önemlisi bilime ve kültüre açık genç beyinleri ile İzmir bu anlamda en doğru kent.
Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi arasında Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un katılımıyla düzenlenen törende imzalandı. Bu protokol ile 81 ilde MEB ile TOBB işbirliği yapacak. İzmir’de de Çınarlı Meslek Lisesi bu kapsamda belirlenmiş bir okul. Bu tarz projelerin, özellikle nitelikli ara eleman yetiştirme konusunda meslek liselerinin sanayicilerle birlikte dönüştürülmesi büyük önem arz ederken, buradan yola çıkarak, İzmir’deki üniversiteler, teknoparklar, meslek liseleri ile sanayicileri, üreticileri, teknoloji firmalarını bir araya getirecek silikon vadisi tarzı serbest bölgeler, ufku açık dev teknoparklar yaratmak için İzmir’den daha uygun bir kent yoktur. Bu anlamda merkezi yönetimin önemli adımlar attığı, belirli aralıklarla ülkemizin içinde bulunduğu darboğazdan çıkış reçeteleri hazırladığı dönemde, endüstri 4.0 çağında, inovasyon ve katma değerli üretimin tek geçer akçe olduğu bir dünyada, nitelikli bilimsel eğitimin asla göz ardı edilemeyeceği, bunun da belli bölgede yoğunlaşarak bilim dünyası, sanayiciler ve öğrencilerin bir araya getirilmesiyle elde edileceği aşikardır. O bölgenin adı da İzmir’dir…
TÜGİAD Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Can Yavaş:
“İnovasyonun merkezi”
Nitelikli istihdam ve ara eleman eksikliği iş dünyasının en önemli gündem maddesidir. İşsizlik seviyesinin giderek yükseldiği bir süreçte hem bu sorunu ortadan kaldıracak hem de Türkiye ekonomisine üretim ve ihracat anlamında büyük katkılar sağlayacak çözümü eğitimde aramak gerekiyor. Bu kapsamda İzmir’de yer alan tüm organize sanayi bölgelerini, odaları ve meslek liselerini bir araya getirecek, teknoloji ve üretimi odak noktasına alan bir eğitim modeli üzerinde durulması gerektiği düşüncesindeyiz. Meslek liselerinin günümüz teknolojisiyle donatıldığı, müfredatının nitelikli istihdama cevap verecek şekilde düzenlendiği bir sistemde, gençlerin aldığı eğitimler doğrultusunda üretime katıldığı bir ekonomi, Türkiye’ye büyük artılar kazandıracaktır.
Bölgesel odaklanmanın, bölgesel uzmanlaşmanın günümüz dünyasının temel trendi olduğu bir dönemde İzmir’in nitelikli eğitim, teknoloji ve inovasyonun merkezi olması işten bile değildir. Bu konuda merkezi hükümet nezdinde atılacak her adıma, yerel yönetimler anlamında yapılacak her girişime destek vermeye hazırız.
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter:
“Endüstri 4.0 temelli üretim”
Teknoloji, günümüz dünyasında ülkelerin gelişmişlik seviyelerini etkileyen en önemli unsur olarak karşımıza çıkarken, başta eğitim olmak üzere tüm alanlarda çağın gereklerinden geride olmamak adına doğru hamleleri yapmak gerekiyor. Dijitalleşme, yapay zeka, yazılım gibi teknolojiye dair tüm unsurları içinde barındıran bir eğitim sistemiyle yetişen gençler, Türkiye’nin uluslararası arenada söz sahibi olacak güce erişmesinde önemli bir oyuncu olacaktır. İzmir’i merkez alan niteliksel yönden tüm donanımlarının tamamlandığı ve gençlerin katma değerli üretime katıldığı meslek liseleri başta nitelikli istihdam olmak üzere birçok soruna çare olacaktır. Bu anlamda Türkiye’nin bölgesel iş bölümüne ihtiyacı olduğu da çok açık. İzmir’in bir silikon vadisi olmasının önünde hiçbir engel yoktur. Bunun istenmesi yeterlidir. Bu konuda atılacak, teknoparklar, endüstri 4.0 temelli üretimin ve bilimsel eğitimin merkezi bir İzmir hayali hayalden öte potansiyel olarak önümüzde duruyor.
KESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Meriç:
“Tersine beyin göçünün adresi İzmir olmalı”
Sürekli gelişen ve ilerleyen dünyada, teknoloji olmadan bir gelecek tasarlayamayız. Ülkemizin teknolojik gelişmelere ayak uydurup modern dünyada söz sahibi olabilmesi için Endüstri 4.0 dünyasında inovasyon temelli nitelikli eğitim ile ön plana çıkması gerekiyor. İzmir sınırları içinde bulunan üniversiteler, Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve teknoparkların varlığı, 8 bin yıllık liman kenti olmanın kent kültürüne kattığı kozmopolitlik ve batıya dönük yüzü ile hem uluslararası teknolojik şirketler hem de bu alanda çalışan bilim insanlarının gönül rahatlığı ile yaşayacağı ve burada bulunmakta mutlu olacağı bir kent potansiyelini barındırıyor. Beyin göçünü tersine çevirmek istiyorsak, bu zor şartlarda yetiştirdiğimiz değerli beyinleri Avrupa’ya Amerika’ya kaçırmak yerine oralara gitmiş olan nitelikli, genç beyinlerimizi geri çekmenin yolu da İzmir’i bir teknoloji ve eğitim üssü haline getirmekten geçiyor. Eğer bu eğitim kıvılcımını İzmir’de yakabilirsek hem atılım yapan bir kent, hem de tersine beyin göçünün merkezi bir İzmir yaratabiliriz.