Zorunlu olmamasına rağmen, çevre mevzuatında AB kriterlerine uyarak biyolojik arıtma sisteminde “ileri biyolojik atık su arıtma tesisleri” kurmayı tercih eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, gerek arıtma sayısı, gerekse arıtma yöntemi ve arıtma kalitesi ile yine Türkiye’ye örnek oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2016 yılı verilerinden yola çıkarak açıkladığı rakamlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çevre konusundaki liderliğini bir kez daha tescilledi. Tüm belediyeler arasında uygulanan son “Belediye Atık Su İstatistik Anketi” sonuçlarına göre İzmir, Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı, kişi başına düşen atık su arıtma miktarı ve AB standartlarında arıtım oranı ile Türkiye’de yine ilk sırada yer aldı.
TÜİK’in geçtiğimiz günlerde yayınladığı “2016 Belediye İstatistik Anketi” verilerine göre, İzmir, kişi başına yıllık AB standartlarında arıtılan atık su miktarında yine ilk sırada yer aldı. İzmir’de kişi başına yılda 69,4 metreküp atık su “AB standartlarında” arıtılırken, bu rakam Muğla’da 41,8 metreküp, İstanbul’da 28,1 metreküp, Ankara’da ise sadece 4.2 metreküp olarak belirlendi. İzmir ayrıca atık su arıtma tesisi ile hizmet verilen 581 belediye içinde evsel atık suyunu “yüzde 100 oranında arıtan” tek kent oldu.
Anket verilerine göre, ülkemizde Avrupa Birliği standartlarında arıtım yapan toplam 135 atık su arıtma tesisi faaliyet gösterirken, İzmir, 18’er tesisle Muğla ile birlikte en fazla ileri biyolojik atık su arıtma tesisine sahip il oldu. İzmir ve Muğla’yı 9 tesisle İstanbul, 8 tesis ile Ankara izledi.
Yine lider, hep lider
AB standartlarında atık su arıtım oranında da lider olan İzmir’de, atık suyun yüzde 97,3’ü Avrupa Birliği standartlarında arıtım yapan tesislerde arıtılırken, bu oran Bursa’da yüzde 81, İstanbul’da yüzde 34,4, Muğla’da 58.5, Ankara’da ise yüzde 7,5 olarak belirlendi.
TÜİK verilerine göre, 1397 belediyenin hizmet verdiği Türkiye’de 2016 yılında 4,5 milyar metreküp atık su, kanalizasyon şebekeleri ile toplanarak uzaklaştırıldı ve bunun 3,8 milyar metreküp bölümünün arıtıldığı belirtildi. 3,8 milyar metreküp atık suyun yüzde 23.6’lik bölümü fiziksel arıtma, yüzde 31,6’lık bölümü biyolojik arıtma, yüzde 0.3’lük bölümü doğal arıtma yöntemleri ile arıtılırken, Avrupa Birliği standartlarında arıtılan atık su oranı ise yüzde 44,5 olarak gerçekleşti.
Ödenen atıksu faturaları yatırıma gidiyor
Arıtma yatırımlarındaki başarılarının, aynı zamanda İzmir’in çevre hassasiyetini de gösterdiğini ve bundan büyük gurur duyduklarını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, gerçekleştirdikleri atıksu arıtmaları ile kanalizasyon ve yağmursuyu alt yapı yatırımlarında İzmirlilerin ödediği su faturalarının önemli payının bulunduğunu belirtti. İzmir’de arıtılan evsel atık suyun yüzde 97.3’ünü ileri biyolojik yöntemle yani Avrupa standartlarında arıttıklarının altını çizen Başka Kocaoğlu, “Arıtma yatırımlarımızı sonlandırmış değiliz. Bu yıl Yenifoça, Hasköy ve Türkelli Atıksu Arıtma tesislerini devreye aldık. Tire arıtmasının yapımına devam etmekteyiz. Mordoğan, Kiraz, Beydağ, Kınık, Dikili, Foça (Gerenköy ve Ilıpınar), Kemalpaşa (Ulucak), Karaburun ve Halilbeyli’de kurulacak yeni arıtma tesisleri için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Nereden nereye?
1960’lı yıllardan itibaren İzmir Körfezi giderek kirlenmeye başlamış ve her türlü atık, arıtmaya tabi tutulmadan Körfez’e akıtılır olmuştu. Bu süreç 2000 yılına kadar devam etti. O yıl devreye giren Büyük Kanal Projesi ile tüm atık sular arıtma tesislerinde arıtılarak Körfez’e deşarj edilmeye başlandı. 2002 yılında da Güneybatı Atık Su Arıtma Tesisi hizmete alındı. İlerleyen yıllarda Ragıp Paşa Dalyanı’nın yıkılması, Meles Deltası’nın ıslahı, endüstriyel kuruluşlara arıtma tesislerinin yaptırılması ve ıslah çalışmaları gerçekleştirildi. Dere yataklarının içindeki kanal hatları iptal edilerek dere kenarlarına alındı, derelerin sadece yağmur suyunu Körfez’e taşıması sağlandı. 2004 – 2017 yılları arasında 100 milyon liranın üzerinde yatırımla 14 arıtma tesisi hizmete alındı. Böylelikle İzmir, atık su alt yapısı ile gelişmiş ve çağdaş metropollerle yarışır bir konuma ulaştı. Can çekişen Körfez, eski yıllarda olduğu gibi mavi rengiyle tekrar bütünleşti. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe ve beldelere kurduğu biyolojik arıtma tesisleri ile Gediz, Nif ve Küçük Menderes havzalarını da kirlilikten kurtardı.