Aktif siyasete artık nokta koyduğunu vurgulayan Başkan Kocaoğlu, kentin kalkınmasında önemli rol oynayan İzmir Modeli'ni ülkenin sorunlarına da çözüm üretebilecek bir formül haline getirecek gönüllü bir çalışma yürütmek istediğini söyledi.
Son Söz TV'nin canlı yayınına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Fatih Yapar ve Aslı Albayrak'ın sorularını yanıtladı. 15 yılı geride bıraktığı başkanlık dönemini değerlendiren Başkan Aziz Kocaoğlu, bu hafta sonu yapılacak yerel seçim ve önümüzdeki sürece ilişkin görüşlerini de paylaştı. Görevinin son günlerinde mahalle mahalle gezerek gerçekleştirdiği veda turlarında duygusal anlar yaşandığı hatırlatılan Başkan Kocaoğlu, "15 yıl belediye başkanlığı için uzun bir süre. 150 yıllık İzmir belediyecilik tarihinde bizden uzun süre belediye başkanlığı yapan yok. Ben de altı ay önce aday olmayacağımı açıkladığımdan bu yana köylerimizi, beldelerimizi, ilçelerimizi dolaşıyorum. Partim beni 3 dönem aday gösterdi ve İzmirli hemşerilerimizin oylarıyla belediye başkanı seçildim. Hem partime, h em İzmirlilere teşekkür borcum var" dedi.
"Türkiye Modeli" için çalışacağız
Siyasetin ülke, millet ve devlet için yapılması gerektiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, bundan sonraki süreçte aktif siyasetin içinde olmayacağını ancak Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek olmak için elinden gelen çabayı da göstereceğini söyledi. İzmir Modeli ile kazandıkları deneyimi Türkiye'ye yansıtmak istediğini belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, şunları kaydetti:
"Bu iş tek başına olmayacaktır. Arkadaşlarla birlikte belirli bir deneyim kazandık ve bir gönüllü kadromuz var. Her zaman bilgi alabileceğimiz bir sekretarya ile İzmir'de konuşlanıp Türkiye'deki konunun uzmanlarından yararlanarak, modeli geliştirebileceğimize, zaman zaman toplantılar yapıp konuları tartışıp bir model oluşturabileceğimize inanıyorum. Tamamen gönüllülük esasıyla, sivil toplum kuruluşu gibi, konunun uzmanlarından bilgi alıp, belki onlardan bir rapor hazırlamasını talep edip, onları bir çerçeveye oturtup, ondan sonra o konularda tartışarak toplantılar yapılabilir. 'Türkiye nasıl kalkınır', 'sektörler bazında nasıl kalkınır' diye modele dönüştürmek istiyoruz. Vatandaşlarımızın sorunlarına onların kabul edebileceği, onların destekleyebileceği projelerle çözüm üretebilir, yine aynı İzmir'de yaptığımız gibi onlarla gör üşerek 'nasıl önünüzü açabiliriz, nasıl ekmeğini büyütürüz' diye konuşup, onlardan gelen verilerle birlikte bir hamur edip 'İzmir'de yaptığımızı, Türkiye'de de yapacağız' diyerek, bu amaçla başka illere de gidilebilir."
Artık görevim gençlere katkıda bulunmak
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, dar bir kadroyla yapılacak bu çalışmada kendisinin de organizasyonu sağlayacağını belirterek "Ben aktif siyaseti bırakıyorum. İnsan önce kendini bilmeli, tanımalı. 71 yaşındayım. 15 yıl yorucu bir süreç yaşadım. Artık benim görevim, gençlere, hedefe yürüyecek insanlara bir dirhem de olsak katkıda bulunmak olmalı" diye konuştu.
Beka söylemi toplumu kutuplaştırıyor
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçmiş dönemlerin aksine İzmir'de de son derece gergin bir seçim atmosferi yaşandığına dikkat çekti. Siyasetçilerin söylemlerinin tansiyonu yükselttiğini vurgulayan Başkan Kocaoğlu, şöyle devam etti:
"Siyaset için, belediye başkanlığı için ülke bu kadar gerilmez, ülke bu kadar kutuplara ayrılmaz. Siz kalkıp Millet ittifakına 'zillet' diyorsunuz. Ülkenin beka sorunu varsa ona önce sahip çıkacak olan tüm millettir. Liderlerin 'beka sorunu var' diye toplumu ayrıştırmaya çalışması, siyasetin çok kötü bir yöne evrildiğini gösteriyor. Oysa başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere topluma harç olmak zorundayız. Terörle mücadelede 82 milyon hep beraberiz. Senin teröristin, benim teröristim olmaz. Hepimiz gücü yettiğinde birlik beraberlik için çalışmalıyız. 15 yıl belediye başkanlığı yaptım. Etnik köken olarak, bölge olarak, mezhep olarak bir kişi bile 'sen bu adamı, bu kitleyi ayırdın' demedi bu güne kadar. Ayırmadım, çünkü aynı nazardan baktım hemşerilerime. Her vata ndaşıma eşit davranmak, hizmetlerden eşit yararlandırarak çalışmak durumundayım. Bundan sonra ömrüm olduğunca bu kentte tek başıma gezeceğim. Kimse benim önüme çıkıp, 'sen benim hakkımı yedin' demedi, bundan sonra da diyeceğini sanmıyorum. Bu memlekette beka sorunu bir siyasi slogan haline geldi. çok acıdır, çok gariptir, her beka dendiğinde çok üzülüyorum. Beka meselesi 82 milyonun meselesidir. Gerçekten bu ülkenin beka sorunu olduğunda ne olacak? Ülkenin bölünmez bütünlüğü, ülke insanının geleceği söz konusu olduğunda beka 3 kişinin söylediği bir slogan olarak mı kalacak? Biz değerleri yıprata yıprata bir yere varamayız. Beka meselesi ciddi bir iştir, her gün televizyonlara çıkıp malzeme haline getirilmez."
Ajite edici söylemler
Başkan Aziz Kocaoğlu, AKP adayı Nihat Zeybekçi'nin son dönemde Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik eleştirilerinin dozunu artırmasıyla ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Seçim yaklaştıkça bunu doğal karşılamak lazım. Kampanya sırasında yapılan bu tür konuşmalara seçmeni etkilemek için yapılan ajite söylemler olarak bakmakta fayda vardır. İzmir'de 2,5 milyon abonenin musluklarından içilebilir su akıyor. 2,5 milyon da kanalizasyon abonemiz var. Atık suyu da en çok arıtan kentiz. Türkiye'deki arıtmaların yüzde 25'i İzmir'de. Kalkıp 'arıtma yok' diyor, bu çok komik. 'Körfez kokuyor' diyorlar. Körfez kokmuyor. Şu anda İzmir'de ulaşım konusunu eleştirenler Ankara ve İstanbul'da hiç toplu ulaşım kullanmamışlar. Rakam değil oran önemlidir. 11 km raylı sistem devraldım. Bugün 179 km çalışıyor. Narlıdere'de 8 km'nin ihalesi yapıldı, yapımı sürüyor. Onay gelirse 13,5 km Buca metrosu yapılacak. 52 km'lik Aliağa-Bergama İZBAN hattını tamamlayacağız. Yani 73 km daha hazır projemiz var. Şu anda biz İz mir'de yolcunun yüzde 45 civarını raylı sistemle taşıyoruz. Ankara yüzde kaçını, İstanbul yüzde kaçını raylı sistemle taşıyor. O rakamları söylemeden, konuştuklarınız afakidir."
Sezar'ın hakkını Sezar'a vermezsen…
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, "31 Mart'ta seçilecek yeni belediye başkanının yapması gerekenler ne olmalı" şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
"Tabi ki kendi takdiridir. Ama bizde bürokrasi her şeye vakıftır. Her şey şeffaftır. Yürümesi gereken işler brifing şeklinde kazanacak adaya; gönlümüz tabi ki Tunç Soyer'den yana, anlatılacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye'nin en büyük 20 işletmesinden biri. 2,5 milyon abonenin musluğundan su akıyor. Günde 2 milyon kişi taşınıyor. Yolu, asfaltı, parkı, bahçesiyle koskoca bir işletme. Herkes yatırımı konuşuyor, ama önce işletmeyi sürdürmek esastır. Belediye başkanı aydan para bulmaz, cebinden koymaz. Bağış, teberru almaz. Sezar'ın hakkını Sezar'a vermezseniz, yarın Sezar olduğunuzda size de hakkını vermezler"
Her kuruşun sorumluluğunu hissettim
Programa gelen sevgi ve destek mesajları karşısında bir hayli duygulanan Başkan Kocaoğlu, İzmirlilere son olarak şöyle seslendi:
"3 dönemdir beni desteklediler, bana güvendiler. Ben de o sorumluluk bilinciyle çalışmaya gayret ettim. Bütün verdiğim kararlarda, her kuruşu harcarken 4 milyon 350 bin İzmirlinin kul hakkını omuzlarımda hissederek kente faydalı olmaya çalıştım. İzmir'le aramızda önce bir güven ortamı oluştu. Birbirimize güvenmeye başladık. Birbirimize sahip çıkmamız, projelerimizi hemşerilerimizle paylaşmamız, o projelerin sahiplenilmesini getirdi. Ben İzmir'deyim, her zaman bir telefon kadar yakınım. İlk cep telefonu çıktığında aldığım numarayı hala kullanıyorum, beni tanıyan herkeste vardır. Kentimiz ülkemiz için katkı koymaya devam edeceğim. Yine şehrin içinde yaşayacağım. Tüm hemşerilerimize teşekkür ediyorum. Ailemle birlikte sevginize ömür boyu layık olmaya çalışacağız."