İzmir Kültür ve Tarih Araştırmaları Derneği’nin (İKTAD) gerçekleştirdiği söyleşilerin konuğu Gazeteci Yazar ve Belgesel Yapımcısı Ahmet Gürel oldu. Ahmet Gürel titiz bir araştırma sonrası hazırladığı Köy Enstitüleri belgeselini İzmir Kültür ve Tarih Araştırmaları Derneği (İKTAD) üyelerine izleterek o tarihlerde yaşanan gerçek olayları anlatı.
Gürel, sekiz yıllık bir çalışma ile hazırladığı “Köy Enstitüleri Destanı” belgeseli öncesi İKTAD üyelerine belgesel hakkında kısa bir sunum yaptı.
Gürel, “17 Nisan 1940 tarihinde köy enstitülerinin kuruluş yasası kabul edilmiş ve bu süreçte açılan enstitüsü sayısı 21'e ulaşmıştır. Köy enstitülülerinin açık olduğu 12 yıl boyunca bu okullarda 18 bin öğretmen ve 2 bin sağlık memuru yetişmiştir. 21 Köy Enstitüsüne ait binlerce fotoğraflık bir arşive, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği kurucusu ve onursal başkanı Ortaklar Köy Enstitüsü mezunu, Müfettiş Halil Vural sayesinde kavuştum” dedi.
20 saat röportaj
Önce 21 Köy Enstitüsüne ait 200 fotoğraflık bir sergi açtıklarını belirten Gürel, “Bu arşiv, eğitimde yitirdiklerimiz için özlem dolu tepkiler aldı. 8 yıl içinde, yaşları 80 ile 90 arasında olan 17 köy enstitülü mezun ile 20 saate yakın röportaj yaptım. 60 dakika olan Köy Enstitüleri Destanı arşiv belgeselimde bu okulların kuruluşunun utkusunu, verdiği eğitimi ve kapanışının hüznünü anlatan 55 dakikalık mezun röportajıyla 600 fotoğrafa yer verdim” diye konuştu.
Ahmet Gürel, ülkenin zor koşullarda olmasına rağmen Köy Enstitüleri’nden 17bin 250 öğretmen, 2bin sağlık memuru yetiştiğini ve bu memurların ülkenin dört bir yanında görev yaptığını aktardı.
Ahmet Gürel Köy Enstitüleri hakkında, “Aslolan köyünden kopmadan köylü ile birlikte olmanın sırrıöğretilememişti. Köylünün, kendi çocuklarına sahip çıkması için gerekli ortamın sırrı, davranış biçimi henüz keşfedilmemiş ve öğretilmemişti. Millete mal edilemediler. Kendilerini içinden çıktıkları köye kabul ettirebilmelerinde karşılarına büyük zorluklar çıktı. Bunun için de daha yeşermeden, çevresini yeşertmeden Anadolu’nun dinamiğini ülkenin kalkınmasına katacak Anadolu kırsalının gençliğine karşı acımasız saldırılar yapıldı. Bu acımasız saldırılara karşı hiç kimsenin ama hiç kimsenin gıkı çıkmadı. Evet bir yanlışlık ve bir eksiklik vardı ama kimse buna kafa yormadı, kimse bu soruya yanıt vermek için kendisini üzmedi. Anılan süreçte, ülkede sürüp giden komünist suçlamasından bu okullar en ağır şekilde nasiplerini aldılar” bilgisini verdi.