“Melek İzciler” adıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan izci grubu, Dünya Bağımsız İzciler Örgütü'ne üye ilk engelli izci grubu oldu. "Engelli İzciler Dünya Masası" ile "Engelli İzciler Avrupa Masası" başkanlıklarına da, Büyükşehir Belediyesi'nin bu projesinde yer alan Esin Akgül ile Emel Pektezel seçildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Melek İzciler” projesi, dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Proje kapsamında engelli izciler ve gönüllü vatandaşların da katılımıyla 300 kişilik bir izci grubu haline getirilen Engelsizciler Ünitesi, aynı zamanda Dünya Bağımsız İzciler Örgütü'ne (WOIS) üye ilk engelli izci grubu oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu çalışmalarına öncülük eden Esin Akgür "Engelli İzciler Dünya Masası Başkanı", Emel Pektezel ise "Engelli İzciler Avrupa Masası Başkanı" seçildi. Esin Akgür tarafından yazılan “Melek İzciler” tez çalışması, dünyada sistemli hale getirilmek üzere farklı dillere çevrildi.
2016 yılında Dünya Bağımsız İzciler Örgütü üyesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelsizciler Ünitesi, izcilik eğitimi verdiği engelli öğrencilere, derslerde öğrendiklerini izci kampında uygulama olanağı sağlıyor. Gümüldür'de açılan Engelsizciler Yaz Kampı Kampı boyunca yüzme, drama, baskı çalışmaları, sabah sporları, sosyal yaşam becerilerinin uygulanması, teknik iz ve işaretler eğitimi ve çeşitli sosyal faaliyetlerle, izcilerin hayatlarını tek başına devam ettirmeleri kolaylaştırılıyor.
Bu kamp dünyalara bedel
İzcilerin becerilerini arttırmak amacıyla kurulan ve engelli çocukların aileleri ile farkında olup katılmak isteyen tüm gönüllü katılımcılara açık olan Engelsizciler Yaz Kampı, kaynaştırmalı eğitim veriyor.
Kampın gönüllülerinden Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Sıla Deren Toker, bu grupla tanışmasını ve yaptıklarını şöyle anlatıyor:
"Burayla tanışma hikayem annem sayesinde oldu. Bir gece beni bu kampa getirdi. Kına gecesi yapıyorlardı. Ortamı gördüm ve çok etkilendim. 'Ben de bu projede yer almalıyım' diye düşündüm. Burada farklı etkinliklerimiz var. Birlikte resim yapıyoruz. Sabah kahvaltımızı, öğlen ve akşam yemeğimizi birlikte yiyoruz. Genelde bir oyun havası oluyor; dans ediyoruz, halay çekiyoruz, çok eğleniyoruz. Ama burada beni asıl etkileyen, herkesin birbirine çok sıcak davranması."
Tarih öğretmeni olan Didem Akyol ise, “Burada engelli arkadaşlarımızı daha yakından tanıma, ailelerinin duygu ve düşüncülerini gözlemle fırsatınız oluyor, empati kurabiliyorsunuz” şeklinde konuşuyor.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Seda Özbay, gönüllü olarak geldiği kampta çok güzel günler geçirdiklerini belirterek, "Beraber yaptığımız etkinliklerle iletişimimiz güçleniyor. Daha çok ve daha çabuk kaynaşıyoruz ve hiçbir sorun yaşamıyoruz” diyor.
Onların hikayesi farklı
15 yaşındaki Down Sendromlu kardeşiyle beraber Engelsizciler Kampı’nda yer alan lise öğrencisi Berfin Elvan, düşüncelerini şöyle özetliyor:
“İzci kampına gelmeden önce kardeşimle sürekli bir kavga ve karmaşa içerisindeydik ama buraya geldikten sonra bana karşı daha sakin olmaya başladı; aramızdaki bağ çok daha kuvvetlendi. Burada beraber etkinlik yapabiliyoruz. Bana çok düşkün oldu. Kardeşimle bana iyi iletişim imkanı sunduğu için bu kampı ve bu grubu çok seviyorum.”
Annesi ve babası görme engelli olan 10 yaşındaki Nehirsu Güler’in hikayesi ise daha farklı.. Herkes çocukları için bu kampta buluşurken, o anne ve babası için geliyor. Anne ve babasının her yerde gözü olan Nehirsu, bu kampın onlara çok iyi geldiğini söylüyor. Anne Ayten Güler “Biz burada çok eğleniyoruz, kaynaşıyoruz" diyerek emeği geçenlere samimi teşekkürlerini sunuyor.