İsa ATAGÖZ -
Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ömer Özyiğit'in yazdığı Phokaia 1 Kent Duvarları ve Restorasyonları, Phokaia Kazı Araştırmaları kitabında yer alan Çeşme Kalesi bölümünde, Çeşme Kalesi'nin Cenevizliler tarafından yapılmış olabileceği ve kalenin Cenevizlilerin izlerini taşıdığına yer verilmesi, Çeşme Kalesi'nin UNESCO Dünya Mirası listesine girme olasılığını ortaya çıkardı.
Çeşme Kalesi ne zaman yapıldı?
Prof. Dr. Ömer Özyiğit, kitabında Çeşme Kalesi'nin yapılış tarihi ile ilgili olarak şöyle öngörüde bulundu; "Çeşme'de Aydınoğulları Beyliği'nin egemenliğinin 1426 yılında son bulmasından sonra Sakız adasındaki Cenevizliler, Çeşme'yi almış olmalıdır. Batı Anadolu'daki ve Ege Denizi'ndeki Ceneviz Kaleleri, genellikle 15. yüzyılın ortalarında, Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı topraklarına katıldı. İçlerinde en geç Osmanlı topraklarına katılan Ceneviz kolonisi Sakız adasıdır (1566 yılı). Cenevizliler, Çeşme Kalesi'ni 15. yüzyılın ortalarından önce yapmış olmalıdırlar. Kalenin yapım tarihi, bize göre 1426 yılında Aydınoğulları Beyliği'nin egemenliğinin son bulduğu tarihten sonradır. Kanımızca Çeşme Kalesi, Cenevizliler tarafından 1426 yılından sonra, 15. yüzyılın ikinci çeyreği içerisinde yapılmış olmalıdır."
Çeşme Kalesi ilk ne zaman onarıldı?
Özyiğit, kitabında, Çeşme Kalesi'nin 1472 yılının Eylül ayında ve 25 Temmuz 1501 tarihinde olmak üzere iki kez Venediklilerin saldırısına uğradığını belirterek, "Venedikliler, kale dışındaki birçok malı yağmalarlar. Bu Venedik saldırılarından Osmanlı kaynaklarında kaleden söz edilmez. Buna göre Çeşme Kalesi, bu tarihlerde halen Cenevizlilerin elinde olmalıdır. Bu ikinci saldırıdan sonra kale, kanımızca Cenevizliler tarafından Osmanlılar'a bırakılmış olmalıdır. Buna göre kale, Osmalılar'ın eline, 16. yüzyılın başlarında, 1501 ile 1508 yılları arasında geçmiş olmalıdır. Osmanlılar'ın bu kaleyi yeni baştan yapmış olmalarına gerek yoktu; çünkü kale yeniydi. Kalede yapılacak bir iki küçük ek yapı ve onarım yeterli olabilecekti. Nitekim 16. yüzyılın başlarında, 1508 yılında II. Bayezid zamanında, Aydın Valisi Mir Haydar tarafından Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e onarım ve ekler yaptırıldı. Cenevizliler'den kalan Çeşme Kalesi, daha da sağlamlaştırıldı. Böylece kasaba, denizden gelecek tehlikelere karşı korunmuş oldu" diye yazdı.
Çeşme Kalesi'ndeki Ceneviz özellikleri
Çeşme Kalesi'nin bir Ceneviz kalesi olmasına ilişkin görüşünün, stilistik incelemeleri sonucu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ömer Özyiğit, "Çeşme Kalesi, çok sayıda onarıma karşın, Cenevizli özelliklerini halen büyük ölçüde korur durumdadır. Bu nedenle Türkiye'de en iyi korunmuş Ceneviz kalelerinden biridir. Aynı zamanda saptamış olduğumuz inşa tarihiyle de (15. yüzyılın ikinci çeyreği) Türkiye sınırları içerisinde en son yapılan Ceneviz kalesidir. Çeşme Kalesi'nin bir Ceneviz kalesi olmasına ilişkin herhangi bir belge yoktur. Genellikle bu kalenin giriş kapısı üzerindeki yazıtı nedeniyle bir Osmanlı kalesi olduğu sanılır. Bize göre 16. yüzyıl başlarındaki bu yazıt, gerçekte onarım tarihini gösteren yazıttır. Öndeki, yani deniz tarafındaki iki büyük silindirik kule, tamamen Ceneviz stili özelliklerini gösterir. En yukarıdaki kemerli ve içten dışa doğru açılan mazgal pencereler, Cenevizliler'in kullanmış olduğu mazgal tipidir. Osmanlılar'a yabancıdır" diye belirtti.
Ege ve Karadeniz'deki Ceneviz kaleleri
Cenevizliler, 11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kurmuş ve kıyılarda kaleler inşa etmiş veya eski kale kalıntılarını onarıp kullanmışlardı. Tarih boyunca önemli ticaret yollarının kavşağında yer almış Anadolu kıyılarında da Cenevizlilerin bir dönem kullandığı birçok yerleşim bulunuyor. Bu yerleşimler arasında İstanbul’da Boğaz’ın Karadeniz çıkışında Anadolu Kavağı’nın hakim bir tepesi üzerinde yer alan Yoros Kalesi ve bir kale yapısı olmamasına rağmen Cenevizlilerden kalan kentsel savunma sistemindeki önemi nedeniyle Galata Kulesi, Karadeniz’de özellikle Cenevizliler döneminde ticari canlılığın merkezi olmuş Amasra Kalesi, Sinop Kalesi ve günümüzde de Ceneviz Kalesi olarak adlandırılan, denizcilik ve ticarette önem taşıyan Akçakoca Kalesi, Ege’de ise Cenevizliler döneminde önemli bir ticaret limanı olan ve kentin savunmasında önem taşıyan Foça Kalesi ile sağlamlığı ve görkemli yapısıyla dikkat çeken Çandarlı Kalesi sayılabilir. Bu yedi kale, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındılar. Çeşme Kalesi de Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ömer Özyiğit'in yazdığı kitaba göre, Ceneviz kalesi özelliklerini taşıyor. Bu da Çeşme Kalesi'nin sekizinci Ceneviz kalesi olarak Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınabileceği anlamına geliyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan Ceneviz kaleleri gibi Çeşme Kalesi'nin de Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmesi durumunda Çeşme'nin marka değerine önemli katkı sağlanırken, evrensel kültürel ve doğal değerlerimizin dünyaya tanıtılması ve korunmaları için uluslararası kaynaklardan da yararlanılarak gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarılması da söz konusu olabilecek.