Raporda, yakıt kirliliği nedeniyle telafi edilemeyecek zararlar meydana geldiği ve etkisinin onlarca yıl devam edeceği belirtildi.
Ana Yaşam Vakfı (AYVA) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Refik Soyer'in Çeşme'de evi olan bir yurttaş olarak kirlilikten zarar gördüğü gerekçesiyle, AYVA kurucuları Avukat Senih Özay ve Avukat Murat Fatih Ülkü'ye vekalet vererek Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı "Zarar tesbiti" davasında mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyetinin raporu açıklandı.
Bilirkişi heyetinin uzun ve detaylı incelemeleri sonucunda hazırlanarak mahkemeye sunulan bilirkişi raporu, Avukatlar Senih Özay, Murat Fatih Ülkü, Ahu Tahmilci, Esra Kutlu ve gazeteci Feyzi Hepşenkal tarafından Ilıca Plajı'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
75 bin 484 metrik ton fueloil denize dökülmüş
Basın toplantısında bilirkişi raporu ile ilgili bilgi veren Avukat Senih Özay, bilirkişinin uzun bir çalışma sonucu oluşturduğu bilimsel raporu mahkemeye verdiğini belirterek, "Raporda, gemilerde kullanılan fueloilin, çevresel ortamlarda bulunması istenmeyen tehlikeli ve zararlı bir madde olduğu, ekosistem açısından kalıcı organik kirleticiler olarak adlandırılan en önemli kirleticilerden birisi olduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemi kayıtlarında, yakıt niteliği olarak IFO 180 bildirildiği, bunun da 6 numaralı fueloile tekabül ettiği ve en kirli yakıtlardan biri olduğu ifade ediliyor. Bu yakıtın içeriğinde toksik, kanserojen ağır metallerin yanı sıra yüzde 3,5 oranında kükürt içermesi nedeniyle gerek dökülme, gerekse yakıt olarak kullanımı sonrası ekosistemin tüm bileşenleri için zarar vericidir" dedi. Avukat Özay, bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemisinden 75 bin 484 metrik ton fueloilin Ildır Körfezi'ne döküldüğünün 3 Ocak 2017 tarih ve 2380/2017-İZM/MAR raporu ile yazılı olarak bildirildiğini de açıkladı.
"Çevre zararının etkileri onlarca yıl devam edecek"
Avukat Senih Özay, bilirkişi raporunda böylesi muhtemel olayda alınmış/alınmamış tedbirlerin de irdelendiğini vurgulayarak, "Raporda, kazanın bir seri ihmal ve yetersizlik sonucu olduğu belirtilerek, kazanın etkilerini durdurma veya azaltma hususunda, gemi personeli ile yardıma çağırdığı şirketler ve temizleme çalışmalarına katılan firmaların yetersiz kaldığı bunun da etkinin olumsuz yönde artmasına neden olduğu da ifade ediliyor. Zararın etkilerinin onlarca yıl devam edeceği de raporda vurgulanıyor. Raporda bir önemli husus da, The Standard Club Europe Ltd. tarafından Ulaştırma Bakanlığı-Çeşme Liman Başkanlığı nezdine yazılan referans belgesinde 4 milyon 160 bin Amerikan Doları teminatı garanti ettikleri belirtilmiş. 'Raporda, 'Bu meblağ tazminatlara karşı ödenen bir tutar olmayıp, bu kazanın çevreye verdiği zararlar, bu tutarın onbinlerce katından daha fazladır' denilerek, çevreye verilen zararın büyüklüğüne dikkat çekilmiş" dedi.
Ekonomistlerden oluşan bilirkişi heyeti önerdiler
Avukat Özay, bilirkişi raporunda, denizde, kıyılarda, deniz bitkileri ve canlılarına dökülen fueloilin nasıl etki edeceği hususlarının ayrıntılı olarak yazıldığını belirterek, ayrıca deniz dokusundaki kalıcı zararlar, balıkçılık sektörüne olan etkilerinin de ayrınıları ile yazıldığını ifade etti. Özay, kazanın yöredeki yatırımlara etkisi, işletmelerin uğrayacağı zararın kendi uzmanlık alanlarının dışında olduğunu, ekonomistlerden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturulması gerektiğinin raporda belirtildiğini de söyledi.
"1 milyar 15 milyonluk fondan faydalanabiliriz"
Uluslararası petrol taşımacılığı yapan dev şirketlerin bir fon oluşturduğunu ifade eden Özay, "'Bu fondan 1 milyar 15 milyon dolar ödeyebiliriz, yeter ki kanıtlayın' demişler. Bu fon hükmü gereğince, Çeşme halkından, 'Benim otelim', 'Benim evim', 'Benim balığım', 'Benim çevrem zarar gördü' diyerek bir talep olursa bir sonuç alınır diye düşünmekteyim. Şunu da belirtmek istiyorum, Türkiye'de Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girdi. Arabuluculuk Kanunu'ndan faydalanıp, arabulucuların devreye girmesi için başvuruda bulundum" diyerek sözlerini tamamladı.
"Sorun unutturulmak isteniyor"
Avukat Murat Fatih Ülkü de yaptığı açıklamada, kazadan bu yana 4 ay 8 gün geçtiğini belirterek, "Geminin karaya oturmasıyla bu güzide tatil beldemize fueloiller tonlarca akmış. Biz duyduğumuzda, basit bir gemi kazasına benzemediğini, Çeşme'nin de önemli bir yer olduğunu göz önüne alarak, ne olup ne bittiğini belirlemek için zarar tesbiti isteyelim dedik. 75 bin 484 metrik ton fueloil, bu denize aktı. 4 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen olay neredeyse unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş, unutulsun diye uğraşılmış bir gemi kazası. Bilirkişi raporu diyor ki, 'ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana gelmiş ve etkileri önümüzdeki onlarca yıl devam edecektir'. Bu ciddi bir konu. Parayla geri getirilmesi imkansız bir şeyden söz ediyoruz. Çeşme'nin ismi, Çeşme'nin marka değeri, Çeşme'de yaşayanlar, turizm işletmesi olanlar, restoranlar, balıkçılar ve tüm duyarlı kişiler bu olaydan olumsuz etkilenecek. Ama ne yazık ki, unutulmasından memnun olunan bir süreç yaşadık. Bilirkişi raporunu açıklıyoruz. Bunun unutulmaması gerekir. Hem ödenecek tazminatların Çeşme'ye katkısı anlamında, hem de ekosistemdeki tahribatın en azından bir bölümünün giderilmesi anlamında. Kimsenin Çeşme'nin turizm değerine zarar vermek istediği yok. Tek istediğimiz, gerçek tam anlamıyla ortaya çıksın ve ekosistemdeki tahribat olabildiği oranda giderilsin. Çağrımız hem Çeşme'de yaşayanlara, hem de bu sorunun unutulmasını isteyenlere. Bu sorun, unutulacak bir sorun değil" diye konuştu.
"Vicdanı olan herkes harekete geçmeli"
Avukat Ahu Tahmilci de yaptığı açıklamada, zararın deniz dibindeki yaşamı da etkilediğini vurgulayarak, "Deniz dibinde yaşayan canlıların yaşam alanlarını oldukça olumsuz etkilediği, denizin üzerinde bir petrol tabakası oluşturduğu için oksijen alış verişini etkilemesi nedeniyle, alt dokudaki bitki örtüsü ve canlıların zarar gördüğü ortada. Raporu incelediğinizde, insan sağlığına olan zararları da görebilirsiniz. Bu nedenle, sorunun örtülmemesi, tam aksine açığa çıkarılması gerekiyor. Zararın boyutları uzun vadede ortaya çıkacak. Bunun için sorunu örtmeyip, gereken yapılmalı. Vicdanı olan herkesin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu.