Ali Cüneyd Kılcıoğlu'nun yazdığı ve Mahir Özel'in yönettiği "Televizyon Cumhuriyeti" adlı tiyatro oyunu, 24 Mayıs Perşembe akşamı, Çakabey Kültür Merkezi'nde sahnelendi. Oyunu, Çeşme Belediyesi Başkan Yardımcısı Şakir Karadede ve çok sayıda sanatsever izledi.
Oyunda, "Televizyon Cumhuriyeti" adlı hayali bir ülkede, TV kanallarındaki eğlence, haber, yarışma programlarının toplumun her kesiminden insanın yaşamını derinden olumsuz yönde etkilediği, eleştirel ve mizahi bir dille anlatıldı.
Karadede, çiçek vererek kutladı
Çeşmeli amatör tiyatro gönüllülerinin bir araya gelerek oluşturdukları Çeşme Belediyesi Tiyatro Grubu tarafından profesyonelce sahnelenen, başarılı bir kara komedi örneği olan "Televizyon Cumhuriyeti", sanatseverler tarafından büyük bir ilgi ile izlenirken, oyunun sona ermesinin ardından oyuncular dakikalarca ayakta alkışlandılar. Çeşme Belediyesi Başkan Yardımcısı Şakir Karadede, sahneye çıkıp, tüm oyunculara karanfil vererek kutladı. Başkan Yardımcısı Karadede, oyunu yöneten Mahir Özel'e de bir buket çiçek vererek başarıyla sahnelenen oyundan dolayı kutladı. Karadede, Tiyatro Grubu'ndan yeni oyunlar beklediklerini belirterek, "Hep birlikte güzel günlere ulaşacağız. İnanıyoruz ki, ülkemiz için en güzel gün de 24 Haziran olacak" dedi.
"Televizyon bağımlılığından kurtularak, hayata dönük yaşamalı"
Oyunun Yönetmeni Mahir Özel, yaptığı açıklamada, Ali Cüneyd Kılcıoğlu'nun yazdığı ve günümüze uyarlanan oyunda, televizyonun insanları renkli bir dünyaya sokuyormuş gibi gösterdiğini belirterek, "Televizyon Cumhuriyeti, aslında o renkli dünyanın bir kurgu olduğunu, böyle bir dünyanın olamayacağını, televizyonun bizleri biraz da saflaştırdığını anlatıyor. Televizyon insanları, kitap okumaktan, sinemadan, konserden, tiyatrodan koparıyor. Televizyonlardaki programların yetersizliği nedeniyle, ben kendi adıma söyleyeyim, mümkün olduğunca televizyon izlemiyorum. Dizilerde oynayan arkadaşlarım da var. Oldukça da başarılılar. Ama insanlarımız, körü körüne televizyona bağımlı kalmasınlar. Bu oyunda da televizyonun ve bağımlılığın eleştirisini yaptık. Hayat devam ediyor. Doğadan, insanlardan, kitaptan, sanattan kopmamak gerekir. Akıllı telefonlar çıktıktan sonra ne yazık ki, sohbet de ortadan kalktı. Telefonlar da, televizyon da insanları esir alıyor. Tüm bunlara oyunumuzda eleştirel bir gözle baktık. Telefonların ve televizyonların oluşturduğu yapay bağdan koparak, daha çok hayata dönük yaşamak gerektiğini anlatmaya çalıştık" diyerek oyunda vermek istedikleri mesajları anlattı.
"Dayanışma ruhunun gelişmesi için uğraş veriyoruz"
1977 yılında Ankara'da doğduğunu ve Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Tiyatro bölümünü bitirdiğini belirten Özel, "4 yıl Devlet Tiyatrosu'nda sözleşmeli çalıştım. Daha sonra Tarsus Belediye Tiyatrosu'nda Müdürlük yaptım. Ardından İzmir'e geldim. Yenikapı Tiyatrosu ile çalıştım. Hala çalışmaya devam ediyorum. Sokak tiyatrosu yapıyoruz. Son üç yıldır da Çeşme Belediyesi Tiyatro Grubu'nu çalıştırıyorum. Yapmak istediğimiz, insanların kollektif çalışma, birlikte üretebilme anlayışının gelişmesi. Benim çalışma yöntemim bu. Dayanışma ruhunun gelişmesi için uğraş veriyoruz. Oyuncularım, zaman zaman beni çileden çıkarıyorlar. Ben de onları çileden çıkarıyorum. Ama onlarla çalışmak gerçekten keyif verici. Güzel bir amaç için çalıştığımızın bilincindeler. Çok da gayretliler" diyerek sözlerini tamamladı.