16 Nisan tarihinde yapılacak referandum oylaması için İzmir'in tüm ilçelerinde açılan Demokrasi Evleri'nden birisi de Çeşme'de açıldı. Çeşme'deki Demokrasi Evi'nin açılışına, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir Milletvekilleri Ali Yiğit ve Murat Bakan, Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Belediye Meclis Üyeleri, CHP İlçe Başkanı Ekrem Oran, Sivil Toplum Örgütleri temsilciler, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılışta, hayır lokması da dökülerek vatandaşlara dağıtıldı.
Demokrasi Evi'nin açılışı öncesinde, Milletvekillerinin de katılımıyla, "Hayır Bandosu" eşliğinde Çeşme çarşısında bir yürüyüş gerçekleştirildi.
"Teklif, çoğunluk diktatörlüğü ile karşımıza geldi"
Demokrasi Evi'nin açılışında bir konuşma yapan CHP Genel Sekreteri Sındır, "16 Nisan'a kadar, bizi ayrıştıran değil, birleştiren değerler üzerinden, Cumhuriyetimize ve demokrasimize, onun ilke ve değerlerine sahip çıkmak, bunu tek adam yönetimine, tek adam rejimine tek kişinin her şeye egemen olduğu, her konuda karar verdiği, her konuda devleti yeniden yapılandırabildiği, yeniden şekillendirebildiği ve mali ve idari kararlar dışında, temel hak ve özgürlükler her ne kadar meclisin kanun yapma alanında denilse de, meclise de egemen olduğu için o alana da müdahil olabileceği, daha doğrusu demokrasiden artık bahsedemeyeceğimiz, temel hak ve özgürlükleri yitirdiğimiz, özellikle hukuk devleti ilkesinden uzaklaşan bir tek adam rejimine yönelik bir Anayasa değişikliği sandıkta önümüze sunuldu. Bu teklifin, sizin, bizim, bu milletin önüne geliş yöntemi, tam bir çoğunluk diktatörlüğüdür. Yani, 'ben çoğunluktayım, komisyonda çoğunluktayım, Meclis Genel Kurulu'nda ben çoğunluktayım, istediğimi yaparım, sen ne dersen de, umurumda bile değil' anlayışıdır" diye konuştu.
"Cumhuriyeti tek başına ifade etmenin hiçbir anlamı yok"
Referandumda hedefin yüzde 100 olmak zorunda olduğunu vurgulayan Sındır, "Yani her bir yurttaşımızın çocuklarının, torunlarının geleceği ve devletin bekası için referandumda herkesin hayır demesi gerekir. Sayın Başbakan diyor ya, 'Cumhuriyet 1923'te kuruldu, yaşatacağız', halbuki Cumhuriyeti tek başına ifade etmenin hiçbir anlamı yok. Suriye'de de Cumhuriyet var. Irak'ta da Cumhuriyet var. İran da bir Cumhuriyet. Mısır da bir Cumhuriyet. Daha birçok ülkede Cumhuriyet'ten bahsedebiliriz. Ama bu yetmiyor işte. Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nin, Suriye'den, Irak'tan, İran'dan ayıran, 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu bu Cumhuriyeti, diğerlerinden ayıran demokrasidir, laikliktir, sosyal devlettir, hukuk devletidir, bireyin özgürlüğüdür, eşitliktir, inanç özgürlüğüdür" şeklinde konuştu.
"CHP'yi bir kavganın içine çekmek istiyorlar"
CHP'yi bir kavganın içine çekmek istediklerine dikkat çeken Sındır, "İstiyorlar ki, CHP logoları ile çalışmalarımızı sürdürelim. İstiyorlar ki, diğer partiler de logolarını koysunlar. İstiyorlar ki, seçmen bunu parti seçimi olarak algılasın ve partisine oy versin. Biz de bundan sakınıyor ve kaçınıyoruz. Bizim hedef kitlemizde Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve diğer parti seçmenleri. Sonuç ne olursa olsun bu millet dimdik ayakta kalacaktır. Demokrasiye sarılmak, savunmak zorundayız. O nedenle siyasi kimliklerimizi bir kenara bırakıp, devletin bekası, insanımızın mutluluğu, huzuru, çocuklarımızın ve torunlarımızın Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, insanca, bir arada yaşayabilecekleri bir gelecek için 'Hayır' diyeceğiz" dedi.
"Saraydan alınıp, halka verilen yetki, halktan alınıp saraya verilmeye çalışılıyor"
Açılışta CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit de bir konuşma yaparak, "İki ay öncesine kadar, bu ülkede demokrasi nasıl olacak, bireyin özgürlüğü nasıl olacak, yargıyı nasıl bağımsız kılacağız diye uğraşırken, bugün rejimi tartışır olduk. Şu an tartışılan, ülkenin geleceği. Ülkenin geleceği oylanacak. Bizler CHP'ye oy istemiyoruz. Ülkenin geleceğine oy istiyoruz. Dün, saraydan alınıp, halka verilen, bugün tekrar halktan alınıp saraya verilmeye çalışılıyor. Yargı bağımsızlığı yoktu. Daha da beter oluyor. Kendisi de bir gün kazara yargılanacak olursa, onun da tiyosunu alırsa, hemen o gece kalkacak, onların görevlerine son verecek. Devleti yeni baştan istediği gibi oluşturacak" diye konuştu.
"Gazi Meclis'in yetkilerinin alınmasına karşıyız"
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da yaptığı konuşmada, "Bizim meclisimiz, İstiklal Harbi'ni yapmış, dünyadaki tek Gazi Meclis'tir. 15 Temmuz'da darbe girişimi olduğunda, CHP Milletvekilleri olarak, 'seçimle gelen seçimle gider, darbelerin karşısındayız' diye o Meclisi açmış milletvekilleriyiz. O Gazi Meclisin fesh edilmesine, elinden yetkilerinin alınmasına karşıyız. Meclis'in üzerinde yüzde 51 ile seçilen bir başkanın gölgesinin olmasına karşıyız. Meclis'in yasama yetkisini, başkanın kararnamelerle kullanmasına karşıyız. Bu rejim, Türkiye'ye bir bekaa sorunu yaşatacak. Ülkemizin 2 temel sorunu var. Birisi güvenlik, diğeri geçim derdi. Bu iki soruna da çözüm üretmeyen bir Anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
"Çeşme, yüzde 75 'Hayır'la aydınlık yüzünü gösterecek"
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, açılışta yaptığı konuşmada, "Bu bir siyasal olgu değil. Bu, memleketin geleceği ile ilgili, çocuklarımız için, torunlarımız için yapmak istediğimiz bir tercihtir. Bu tercihle, tek adamlığa, hukukun üstünlüğünü yok sayanlara, meclisin yetkilerini elinden alanlara 'Hayır' demek için hepimize çok büyük görev düşüyor. Onun için, her saniyemizi, bir arkadaşımıza bunu anlatmakla geçirmeliyiz. Ama şunu da ifade edeyim; Çeşme'nin aydınlık insanları, o aydınlık düşünceleri ile birlikte, sandıkta, yüzde 75'ler civarında 'Hayır' çıkararak, Türkiye'ye aydınlık yüzünü gösterecektir" diye konuştu.
"Çocuklarımızın geleceği için 'Hayır' diyeceğiz"
CHP Çeşme İlçe Başkanı Ekrem Oran da Demokrasi Evi'nin açılışında yaptığı konuşmada, yeniden Kuvay-ı Milliye ruhuyla bir arada olduklarını vurgulayarak, "Bizler; yıkılmış bir imparatorluğun işgal altındaki topraklarında, emperyalizme 'Hayır' diyerek 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkanların torunlarıyız. Bizler; 23 Nisan 1920'de egemenliği saraydan alıp, gerçek sahibine, Yüce Türk Milleti'ne armağan edenlerin torunlarıyız. 16 Nisan'da da, TBMM'ni yok sayarak egemenliği tek kişiye teslim etmelerine 'Hayır' diyoruz. Kadınlarımız Kemalist devrimlere, Cumhuriyet kazanımlarına sıkıca tutunacak, nasıl giyinmesi gerektiğine, kaç çocuk yapacağına karar vermek isteyenlere, kahkasından rahatsız olanlara 'Hayır' diyecekler. Gençlerimiz, aklın ve bilimin ışığında, ortak yaşama evrensel ilkelere sımsıkı tutunacak, kendilerine dayatılan kindar anlayışa, ortaçağ karanlığına 'Hayır' diyecekler. Bizler, özgürlüğümüze, egemenliğimize, birliğimize kasteden, bu milletin egemenliğini tek kişinin egemenliğine dönüştürecek 'Tek Adam Rejimi'ne, ülkemiz için, aydınlık yarınlarımız için, çocuklarımızın geleceği için 'Hayır' diyeceğiz" dedi.