Çeşme’de Kara Şemsiyeli protesto!

Denizhan Güzel

Çeşme Belediyesi Çakabey Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, CHP Çeşme İlçe Başkanı Sait Kavasoğulları,  Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık, Çeşme Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Önal ve Yönetim Kurulu üyeleri, Çeşme Esnaf Odası Başkanı Osman Köfüncü, ÇEŞTOB Başkan Yardımcısı Orhan Belge, İzmir Barosu ve Oda temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Toplantıya katılanlar yanlarında getirdikleri siyah renkli şemsiyeleri açarak, “Allah Çeşmemizi karanlık ve kötü düşüncelerden korusun” diyerek Çeşme ve Urla’da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen Ege Turizm Projesini protesto ettiler.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ömer Önal, “ Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile Alaçatı’nın doğu bölgesi, Çeşme Turizm Koruma Gelişim bölgesi ilan edildi. Bölgenin tamamı 95.7 milyon metrekare olup, bunun 93.5 milyon metrekaresi kamu, 4.57  milyon metrekaresi şirketlere ve şahıslara ait arazilerdir. Halka ait 190 hektar içinse acele kamulaştırma kararı alınmıştır. Bölgemizi direk olarak etkileyen bu karar ile ilgili Çeşme ve Urla Kent Konseyleri Başkanları olarak yerelden yönetim gereği bölge halkının bilgilendirilmesi ve planlama sürecine dahil edilmesi arzusuyla bu toplantıyı düzenledik. Turizm, ülke ekonomisine yön veren en önemli sektörlerinden biridir. Bu büyümenin iyi planlanması bölgemiz için hayati önem taşımaktadır. Proje geliştirme süreçlerinde yerinden ve katılımcı planlama, sürdürülebilir planlama ilkeleri mutlaka uygulanmalıdır. Bölgenin geleceğine, bölge halkı dahil edilmeden karar verilmemelidir. SAYIN Bakan’ın bugün İzmir’de yaptığı toplantıya davet edilen STK’lar ve kamu kurumları arasından bu projenin sonuçları açısından en çok etkilenecek olan Çeşme ve Urla Belediyeleri ile birçok STK temsilcisinin olmaması bizi üzmüştür. Ayrıca bölge halkının bu sürece dahil edilmeyeceği kaygısını da taşımaktayız. Yarımada halkı olarak bizler, bu projenin ilk görüşülmesi gereken halkalar olduğunu düşünüyoruz. Maalesef bu süreçte ‘Yok’ sayıldığımız görülüyor. Bu süreci de halkın seçtiği Çeşme Belediye Başkanı ile yürütmeyi uygun gördük. Bölgemize ve geleceğimize sahip çıkma, tehlikeli gördüğümüz girişimlerin önünde sorumluluklarımız bulunmaktadır” diye tepkisini dile getirdi.

Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran ise yaptığı konuşmada,  Mayıs ayında turizm bakanını ziyaret ettiğini belirterek, “Kendisine Çeşme’nin ihtiyaçlarını ilettim. Bazı olumlu dönüşler aldım. O da bana Mersin planıyla ilgili bir projeden bahsetti. İlk duyduğumda güzeldi. Atıl olan bölge harekete geçecek. Buraya kadar her şey güzeldi. Daha sonra planları açıklandı. Neredeyse Çeşme komple yatırım bölgesi ilan edildi” dedi.

Acele kamulaştırma bölümünde 23 aile, 2 şirket var. Bu aileler bu toprakları atalarından edinmişler. Proje açıklandıktan sonra Bakan’a gittim. ‘Ben öncelikli olarak ne olduğunu bilmediğimiz projeye karşıyım demiyorum. Çeşme’nin yararına olacak ve bütün turizm projelerinde kapı gibi arkasındayım’ dedim. Çeşme’yi betonlaştırarak değil, Çeşme’nin doğasını bozarak değil onlara rağmen de para kazanarak değil. “Acele kamulaştırmalar konusunda endişelerim var ve karşıyım. Çeşmelilerin, Alaçatı’lıların mallarını savaş zamanında olduğu gibi hükümet yetkisini kullanarak acele kamulaştırmayla alacaksınız, başkalarına tahsis edeceksiniz, biz buna karşıyız.

Çeşme’nin nazım imar planları var, koruma imar planları var. Eğer yapacağınız proje betonlaşmadan ve bizim imar planlarına uygun yapacaksanız ve bu planlamayı Çeşme’nin ve İzmir’in seçilmiş belediye meclislerinin onayını alarak yapacaksanız biz sizi destekleriz. Sayın Bakana şunu söyledim; Bu acele kamulaştırmalardan vazgeçin, gelin 18 uygulaması yapın! 18 uygulamasından sonra, mesela örnek söyleyeyim; Koparal’lar burada, Koparal’ların 100 küsur dönüm yeri var, yüzde 45’ini alalım geri kalanla Koparal Ailesi’nin kendisini turizm yapmasına izin verelim. Zaten mevcut plana göre vatandaşların arazisinin yüzde oranı belli. 18 uygulamasına ikna olun dedim. 18 uygulaması olduktan sonra yapılacak planlarda da muhakkak imar plan notlarımıza uyalım ve imar planlarını muhakkak belediye meclislerimizden geçirelim. 18 uygulamasına ikna olur gibi oldu, kendisiyle vedalaştık”

Bazıları yazıyor; ‘Çeşme’yi ham yaptırmam dedi, projenin yanında yer aldı’ diye… Ben Sayın Bakan'la ne konuştuysam burada anlattım. Ben sadece şu an acele kamulaştırma yapılmaya çalışılan yerlerde değil, belediye meclis üyesiyken de ilçe başkanıyken de Germiyan’daki taş ocaklarında, Ildır’daki balık çiftliklerinde olduğu gibi Ekrem Oran her zaman olduğu gibi olmaya devam edecek. Çeşmelinin malını, doğasını kimseye ‘ham’ yaptırmadık, yaptırmayacağız! Mücadelemiz devam edecek. ‘Ben yaptım oldu’ denilerek Çeşmeli’ye danışılmadan olan her türlü planın karşısında olacağız! Tarihsel, kültürel, doğal mirasımıza bugüne kadar olduğu gibi sahip çıkmaya tüm kararlılığımızla devam edeceğiz. Yarınlarımıza daha güzel bir Çeşme bırakmak için, çocuklarımıza daha yaşanılabilir bir Çeşme bırakmak için kamusal alanlarımızın, ata mirasımız olan kamusal alanlarımız hakkında söylenecek her sözde, alınacak her kararda ortak akıl ve paylaşım olması lazım. Burada sadece vatandaşın malları söz konusu değil, hazinenin de malları var. Hazine malları hükümetin değil, hepimizin ortak malı. Hazine mallarının da tasarrufunda bölgenin insanları olarak bizlerin, sizlerin adına söz sahibi olmamız lazım. Bundan sonra herkes bilsin ki; dün olduğu gibi bugün de Çeşme Belediyesi, başkanı ve meclis üyeleri ortak aklın kararı doğrultusunda bu projenin yanında veya karşısında, her şekilde ortak akılla hareket etmeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ise Çeşme Yarımadası’nın işgal altında olduğunu dile getirerek, “ Çeşme Yarımadası ile ilgili TBMM’de defalarca Çeşme Yarımadası ile ilgili mecliste soru önergeleri verdik, kürsüden haykırdık, basın açıklamaları yaptık. Gördüğümüz manzara gerçekten çok kötü. Yarımada da 20’den fazla taş ocağı var. Güzelim Germiyan mahallesi’nde sizi çok kötü bir görüntü karşılıyor. Urla’nın hemen kıyılarında Orkinos Balık Çiftlikleri bulunuyor. Bunlar yüzünden köpekbalıkları görülmeye başlandı. En son geldiğimiz nokra ise Urla’da DİSK’in 68 dönümlük arazisi bu proje yüzünden işgal edildi. Bunun en kötü tarafı da bu arazilerin en sonunda kaçak villalar var. Recep Tayyip Erdoğan ve dünürlerinin tatil yaptığı bir yer. Ayrıca Ensar Vakfı’na devredilmiş yerler var. Ensar Vakfı kirli bir vakıf. Bu vakı Amerika’da yurt yaptığı iddiasıyla 8 milyar doları yurt dışına çıkardılar. Türkiye’de ise 60 bin çocuğumuz yurt bulamadığı için sokaklarda kaldı. Buradan bir kez daha söylüyorum; Yarımada işgal altında. Elektrik direklerinden fazla Rüzgar Gülleri var. Böyle devam ederse bize burada yaşam hakkı yok! Yarımada ayağa kalkmadıkça biz bu projeyi durduramayız. Eğer burada yaşamak istiyorsak birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.

İzmir Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık ise yaptığı konuşmada bir gece ansızın gelen projelerden rahatsız olduklarını söyleyerek, “ Şu anda bu bölgede yaşayan herkes huzursuz. İnsanlar, ‘Başımıza ne gelecek? Ne olacak?’ gibi Sorularla yaşamlarını sürdürüyor. Sesimizin azaltılması üzerine yürütülen bir algı yönetimi var. Bize sunulmak istenen sıkıntılı bir tablo var. Ama adalet bizden yana yürüyecek. Biz bunu biliyoruz. Bu proje için acele kamulaştırma davaları açıldı ama herhangi bir tebligat yapılmadı. Bizler resmi gazetede çıkan haberler üzerine davalar açmaya başladık. Bakan Ankara’da yaptığı toplantıya kendisine göre STK temsilcilerini davet etmiş. Ortada bir proje var ama her yeri değiştirebilen bir projeden bahsediyoruz. Burada söz konusu olan oynak bir zemin üzerinde yapılması düşünülen tesis. Bakan bey, İzmir’de bilgilendirme toplantısı yaparken, Çeşme Belediye Başkanı burada. Konsey temsilcileri burada. Oda temsilcileri burada. Proje bilgilendirmesi ise İzmir’de. Sayın Bakan 11 Şubat tarihinde söylediği ‘Çeşme Belediyesi ve Çeşme halkı ile birlikte yol alacağız’ sözlerini yemiş, yutmuş gözüküyor. Bu kadar büyük belirsizlikler içerisinde, bu kadar büyük iş hayırlı olmaz” diyerek görüşlerini dile getirdi.

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da acele kamulaştırmanın her iki tarafının da yanlış olduğunu söyleyerek, “ Bunun ‘acele’ bölümü de ‘kamulaştırma’ bölümü de yanlış. Burada yapılan özelleştirme. Burada halkın yaşam alanlarını sermayeye peşkeş çekme durumu var. AKP ve MHP ayakta kalabilmek için bu tür projelere sarılıyor. Bu iktidarın paravanı görünümündeki şirket ve vakıflarla böyle bir mekanizma içerisine hapsediliyor. Burada mal sahibi olan insanların arazilerinden bahsetmek mümkün değil. Burada kamu malı olan arazilerin de sermayeye verilmesinden bahsediyoruz. Endüstriyel turizmden bahsediliyorken, yaşam alanları ortadan kaldırılacak. Burada yaşayanların da değil eko sistem de yıkılacak. AKP iktidarının bu projesini yaptırmamak için mücadele vereceğiz. Burada yaşayan herkesin bu mücadeleye katılımını sağlamalıyız” şeklinde konuşarak görüşlerini dile getirdi.

Toplantıda söz alan Çeşme Esnaf Odası Başkanı Osman Köfüncü de yaşananlara en sert tepki veren isim olarak ön plana çıktı.

Köfüncü, Alaçatı’da 4 nesildir yaşadıklarına vurgu yaparak, “ Esnaf Odası başkanlığımı bir kenara bırakın, burada yaşayan 4. Nesil üyesi bir insan olarak içimi acıtan bir olay var. Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı bu proje için Ankara’ya gitti ama bizlere hiçbir bilgilendirme yapmadı. Biz 2049 üye ile siyaset üstü bir yapı ile çalışıyoruz. Alaçatı Port yapılırken 1. Drece SİT olmasına rağmen herkes sustu. Liyakat yok. Turizmin içinde yer alan bir Çeşme’de Taş Ocağı istemiyoruz. RES istemiyoruz. Balık çiftliklerini istemiyoruz. Biz, ‘İstemezükçü’ değiliz. RES’lere yaşam alanlarına girdiği için karşıyız. Gelin denizin içine girelim 3 metrede palet vuralım kum kalkıyor. Mantar toplamaya gittik, adamlar bizi arazilere sokmadılar. Ben kendi memleketimde dağında, ovasında gezemedikten sonra burada yaşamanın ne anlamı var. İzmir’de yapılan toplantıya katılan herkese saygım sonsuz ama şunu soruyorum; Buradaki bölgeleri bilmeyenler İzmir’deki toplantıda ahkam kesiyor. Peki biz ne olacağız? Biz derdimizi kime anlatacağız? Burada yaşayan bir halk var. Tüm belediye başkanlarına söylüyorum; İki elim de yakanızda olacak! Burada bir master plan yapmadınız. ÇEŞTOB Başkanı televizyona çıkıyor, “ Çok iyi bir uyum var. Tüm kurumlar ortak karar alarak hareket ediyor” diyor. Valla benim haberim yok! Çünkü liyakat yok! Çeşme’de biz yaşıyoruz. Yakup Demir, “Ben Çeşme’de iki saat geçiremiyorum. Ama bu proje olursa günlerce Çeşme’de yaşayabilirmiş.” Hadi oradan. Deniz kenarında yerleri yaparken iyidi. ÇEŞTOB’da 25 yıldır Çeşme için ne yaptınız? O burada olmalıydı, İzmir’de değil. Her şeyi burada konuşacağız. ‘Biz’ olursak kazanırız. Buradan Bakan Bey’e sesleniyorum. Korkmayın, biz burada misafirlerimizi iyi ağırlarız. Bir de bizi dinlesinler” diyerek tepkisini dile getirdi.

Toplantıda İzmir Düşünce Topluluğu üyesi Dr. Ahmet Güler proje ile ilgili bir sunum gerçekleştirirken, TMMOB İzmir Şube Başkanı da projenin Körfez Geçiş Yolu ile bağlantısına vurgu yaptı.

Avukat Şehrazat Mercan da bir meslektaşının kendisine bu proje ile ilgili dava açmamasını, kendisini dinlemesi halinde ikna olacağını dile getirerek, “ Ben yıllardır bu işin içindeyim. 36 yıllık avukatlık hayatımın 21 yılını bu işe verdim. Bana bir sene bu projeyi anlatsanız ikna olmam. Yaşadıklarım var, gördüklerim var. Çevre adına birçok çalışma gerçekleştirdik. Bugün burada açılan bir şemsiyenin altında toplanmalıyız. Burada çok büyük bir talan söz konusu. Eğer bir mücadele yapılacaksa bunu bir şemsiye altında yapmalıyız. Ben 4. Kuşak bir şehit torunuyum. Benim dedem Kurtuluş Savaşı’na gidip de gelemeyenlerden. Siz kimin malını kime satıyorsunuz? Kamunun malını kime satıyorsunuz? Biz avukatlar bu projede şimdiden 10 sayfa hukuksuzluk tespit ettik. Eğer bu proje hayata geçerse sizler Çeşme’ye giremeyeceksiniz. Bir koridor içerisinde Çeşme ve Alaçatı’ya gidebileceksiniz. Bu proje, işgal projesidir. Büyük bir talan söz konusu. Dünya’da kimse kalmasa da ben buraları sattırmam. Hala kıyıları koruyan bir Anayasa’mız var” diye konuştu.