Halkın haber alma hakkı için içeride ve dışarıda mücadele eden gazetecilerin kapsam dışında bırakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden CHP Milletvekili Sertel, “Bugün itibarıyla 86 gazeteci ve medya çalışanı cezaevlerinde tutuklu veya hükümlü. Ergenekon davaları sürecinde 200’den fazla gazeteci cezaevine girdi, çıktı. Uzun yıllar hücrelerde tutulan arkadaşlarımız beraat etti ama ömürlerinin çok önemli bölümünü demir parmaklıklar arkasında geçirdi. O dönem gazetecilere kumpas kuran FETÖ idi. FETÖ terör örgütü dağıtıldı ama uzun tutukluluk ve yargısız infaz durumu devam ediyor. Meclis’te görüşülecek ceza infaz indirimi yasasına tutuklu gazetecileri kapsayacak, eline silah almamış, yalnızca düşüncelerinden dolayı siyasi cezalara çarptırılmış kişiler için infaz indirimi içeren düzenlemeler eklenmelidir. 90 bine yakın kişiyle birlikte tutuklu gazetecilerin de özgürlüğüne kavuşması sağlanmalıdır. Aksi halde eksik hazırlanan bu paket ölü doğacaktır” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİ BU AYIPTAN KURTARALIM”
Gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu örneğinde olduğu gibi haksız tutuklama süreçlerinin ortadan kaldırılmasının da cezaevlerinde yaşanan yoğunluğu çözebileceğini ifade eden Atila Sertel, şunları söyledi:
“Geçmişte Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Nedim Şener, Ahmet Şık ve adını sayamadığımız çok sayıda meslektaşımız FETÖ kumpasıyla haksız ve hukuksuz şekilde 5-6 yıl tutuklu kaldılar. Daha sonra hepsi beraat etti. Onları mahkum eden hakimler bugün cezaevinde. Bizim arkadaşlarımızın ise alınları ak. O süreçten bugüne çok şey değişti. FETÖ gitti ama gazetecilere, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik yaptırımlarda da haksız, hukuksuz tutuklamalarda da değişen bir şey olmadı. İktidar tüm dünyayı kasıp kavuran salgın zamanında dahi gazetecilerin serbest kalmasına, onların tutuksuz yargılanmasına yönelik bir adım atmıyorsa bu kendilerine muhalif gördükleri gazetecilere güttükleri kinin göstergesidir. Yazdıklarından, konuştuklarından ve düşüncelerinden dolayı hiçbir gazeteci cezaevine atılmamalıdır. Gazeteciler özgür olmalıdır. Terör suçları, gazetecilik ve düşünceyi ifade özgürlüğü ile yan yana getirilmemelidir. Dışarıda haber varken evinde dahi kalamayan gazetecileri demir parmaklıkların ardında bırakmayalım. AKP ve MHP’li milletvekillerine sesleniyorum. Gelin bu yasaya gazetecilere de özgürlüklerini verecek düzenlemeleri ekleyelim. Ülkemizin Çin ile birlikte en çok gazetecinin tutuklandığı ülke olarak anılması ayıbından kurtaralım.”
PORTAKAL ELEŞTİRİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fatih Portakal hakkında suç duyurusunda bulunmasını da eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizler basın ve ifade özgürlüğü dedikçe, gazetecilik suç değildir diye haykırdıkça tek adam iktidarı bu söylemleri umursamadığı gibi kin ve nefretle hareket ederek muhalif gazetecileri ‘uslu durun yoksa sizi cezaevine atarım’ cümlesini kurmadan tehdit ediyor. Doğru ve objektif haberciliğe tahammülü olmayan bu zihniyetin olduğu yerde özgürlükten söz edilebilir mi? Bir kişi veya kurum sizin hakkınızda yanlış haber yapıyorsa ya doğrusunu kamuoyuyla paylaşırsınız ya da tekzip gönderirsiniz. Demokrasinin olduğu ülkelerde işleyiş böyledir. Ama tek adamın olduğu ülkelerde demokrasiler rafa kaldırılıyor.”