İzmir Barosu ve Yurttaş Hakları Derneği Tarafından “Anayasa Hukuku ve Hak İhlalleri” başlıklı panelde konuşan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, tarafsız olması gerekenlerin konuştuğunu ve konuşmaması gerekenlerin sustuğunu söyledi.
İzmir Barosu ve Yurttaş Hakları Derneği Tarafından “Anayasa Hukuku ve Hak İhlalleri” konulu panel düzenlendi. Panelde Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan konuşmacı olarak katıldı. Panelde söz alan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Türkiye’nin en büyük sıkıntısı konuşması gerekenler konuşmuyor. Konuşmaması gerekenler konuşuyor. Konuşmaması gerekenlerin başında Cumhurbaşkanı geliyor, anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı konuşuyor, valiler konuşuyor, kaymakamlar konuşuyor. Evet, için konuşuyorlar. Bu referandum, Türk milletinin kaderinin çizileceği bir referandumdur” dedi.
Anayasaya göre Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğinin ve yeni getirilmek istenen anayasada da tarafsızlık ilkesinin yer aldığını kaydeden Kanadoğlu, “Tarafsız bir Cumhurbaşkanı konuşuyor. Onun yanında, devlet memuru olmalarına rağmen siyasi iktidarın ortaya çıkardığı, belirli bir şekilde oy istediği valiler, rektörler, savcılar, hakimler yetmemiş gibi imamlar da konuşuyor. Ama konuşması gerekenlerin büyük bir kısmı da susuyor. Referandum, belirli bir metnin halka anlatılarak, bunun kabul edilmesi için halk oyuna gidilmesidir. Plebisit, tek kişi için yapılan bir tercihtir. Referandum, elbetteki adil şartlar içerisinde yapılır. Plebisit ise, baskı altında ve bir kişinin ikbali için yapılır. Metnin ne olduğunu, ne getirdiğini, ne götürdüğünü halka açıklama cesaretini göremiyorlar” diye konuştu.
“Referandumda ‘hayır’ diyeceğim”
Referandumda kullanacağı oyu da açıklayan Kanadoğlu, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı’nın açıklaması oldu: ‘Şahsım için bir şey istemiyorum.’ Ama getirilen metne baktığınız zaman, iki madde Resmi Gazete’de yayımlandığı zaman yürürlüğe girecek. ‘Cumhurbaşkanı’nın parti ile ilişiği kesilir’ ibaresi çıkarılacak. Parti üyesi ve Genel Başkanı olacak. Yani Resmi Gazete’de yayımlandığının ertesi günü. Diğer madde de, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 30 gün içerisinde değişecek. Peki nasıl olur da bu iki maddenin dışındaki maddeler, 2.5 sene sonraya bırakılır da, bu iki madde derhal yürürlüğe girer? Anlamak mümkün değil. Biz diyoruz ki, bu bir ‘tek adam’ yönetimi getiriyor. Buna karşı çıktılar. Ama Cumhurbaşkanı dedi ki; ‘Bütün güçleri, tek elde topluyoruz.’ Yani bunun gerçekte ‘tek adam’ anayasa değişikliği olduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu. Şunu açıklıkla ifade edeyim ki ben de bu anayasa değişikliğini ihtiva eden bu kanuna referandumda ‘hayır’ diyeceğim. Bu anayasa değişikliği, gerçekte ‘tek adam’ yönetimine, biat etme zorlamasına ve belirli bir şekilde tek kişinin diktasına bir plebisit olarak halka sunuluyor. Bu ‘hayır’, kapsamlı bir ‘hayır’ olacaktır. Hem geçmişi kapsayacaktır yani bu ülkenin kuruluş felsefesine, Cumhuriyetin temel değerlerine, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti ilkesine ve bu Cumhuriyeti kuran, kurucu Cumhurbaşkanı, her şeyi borçlu olduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun arkadaşı İsmet Paşa’ya yapılabilecek her türlü hakareti, aşağılamayı reddettiğim için ‘hayır’ diyorum.”