ÖSYM kılavuzunda, Matematik Testinde 3 soru, Fizik, Kimya, Biyoloji Testinin her birinde 1’er soru,
Türk Dili ve Edebiyatı Testinde 2 soru, Coğrafya-1 Testinde 1 soru, Tarih Testi ve Coğrafya-2 Testinin her birinde 1’er soru, Felsefe Grubu ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Testinde tüm adaylar için ortak olan 1 soru, Yabancı Dil Testinde 3 sorunun kısa cevaplı olarak sorulacağını hatırlatan Balbay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu değişikliğe neden gidildiğini iktidar kamuoyuna açıklamalı. Eğitimde biz yaptık oldu kabul edilemez. Bu durum kişilerin geleceği kadar ülkenin geleceği ile ilgili. Onlarca kez değiştirilen eğitim ve sınav sistemi öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi ve velilerimizi yormuştur. İktidar eğitimde başarısızlık üzerine sistem geliştiren bir konumdadır.”
Ayrıca kısa cevaplı soruların hazırlanması ve değerlendirilmesinin de pek çok soruyu içinde barındıracağına dikkat çeken Balbay şunları kaydetti:
“Kısa cevaplı diye tanımlanan sorular nasıl hazırlanacak. Her yıl birkaç sorunun hatalı ve yanlış diye iptal edildiği bir gerçek. Bu soruların hatalı hazırlandığı ya da yoruma açık cevapları kapsadığı nasıl tespit edilecek? Değerlendirmelerde öğrenciler hak kaybı yaşamayacak mı? Buna nasıl engel olunacak? Öğrencilerin sınav hazırlık sürecinde uygulamadan nasıl etkilenecekleri araştırıldı mı? Sonra sınav bütünlüğü açısından doğru/yanlış oranlaması bu sorular için neden uygulanmıyor? Eğitimde son durumumuzu PISA sonuçları ortaya koymuşken, hükümet bize bu uygulama ile hangi sonuçları beklediğini açıklamalı.”
Balbay AKP iktidarları döneminde üniversiteye girişte sınav sisteminin defalarca değiştiğini vurgulayarak, “bu değişiklikleri saymaya çalıştık, 10’u geçti. Bu her bir buçuk yılda bir sistem değişikliğine karşılık geliyor. Yani lise 1’de üniversite heyecanı yaşamaya başlayan bir öğrenci sınava girene dek en az 2 kez sistem değişikliğine tanık oluyor. Bu öğrencilere yazık değil mi?” değerlendirmesinde bulundu.
Balbay eğitimde yapılan her değişikliğin getirdiği olumlu ve olumsuz sonuçları ile birlikte Bakan Yılmaz’dan şu sorularına yanıt istedi:
- ÖSYM yetkilileri bu kararı neden almıştır? Kararı alırken hangi bilimsel ve akademik çalışmalardan yararlanmışlardır? Dünya örneklerinden faydalanılmış mıdır?
- Her yıl test usulü yapılan sınavlarda hatalı soru ile karşılaşılırken, kısa cevaplı soruların hazırlanmasında ve değerlendirmesinde hata nasıl tespit edilecek? Sorulacak, yoruma açık sorular hak kaybına neden olmayacak mı? Nasıl önlenecek?
- Öğrencilerin sınav hazırlıkları açısından uygulama nasıl bir etki yaratacak? Gerekli sosyal ve psikolojik tespitler yapıldı mı? Nelerdir?
- Kısa cevaplı soruların değerlendirilmesinde doğru cevap sayısından yanlış cevap sayısının dörtte biri neden çıkarılmayacak? Yani 4 yanlış bir doğruyu neden götürmeyecek? Sınavın bütünlüğü açısından bu uygulamanın doğruluğu nedir?
- Açıklanan 2015 PISA sonuçlarındaki eğitim-öğretim başarımız ortadayken sınav sistem değişikliği ile nasıl bir sonuç alınacak?
- Başarısızlık üzerine yapılan her değişiklik eğitime vurulan bir darbe değil mi?
- Eğitimde ve sınav sisteminde yapılan bu kaçıncı değişiklik? Her değişiklik ne gibi olumlu sonuçlar sağladı? Hangi olumsuz sonuçlara neden oldu?