İzmir'in 20 ilçesinden gelen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı'nın katıldığı Eşgüdüm toplantısı öncesinde, Aliağa Demokrasi Meydanı'nda bir basın toplantısı yapıldı. ADD Aliağa Şubesi Başkanı Erol Ertürk, basın açıklamasında, kötü, karanlık, acı ve sonu belirsiz günlerden geçildiğini vurgulayarak, "2016 yılı, terör saldırılarının ve bu saldırılarda yaşadığımız acının yılı oldu. En son, 5 Ocak Perşembe günü, güzel İzmirimizin göbeğinde hainler pusu kurmuş, Bayraklı Adliyesi'nde ölüm saçmaya gelmişlerdi. Bu büyük katliama canı pahasına engel olan polisimiz Fethi Sekin ve Adliye'de görevli zabıt katibi Musa Can, olay yerinde şehit olmuşlardır. Yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı, yitirdiğimiz bütün şehitlerimize ışıklar içinde yatın diyoruz" dedi.
"Yapamazsınız, yapamayacaksınız"
Anayasaların toplumların uyuşma, uzlaşma, anlaşma metinleri olduğunu dikkat çeken Ertürk, "Bir 'Birlik' lafı tutturmuş gidiyorlar. Doğrudur, birlik olmamız gerekiyor. Ama birlik sadece lafla kurulur mu? Tüm ülke sevgi ile kucaklanıp, alınan objektif kararlarla kardeşçe bir iklim yaratılır ve bu şekilde memlekette birlik sağlanır. Ülkenin insanları, 'Bizden olanlar' ve 'Bizden olmayanlar' diye ikiye bölünürse, Atatürk ve İnönü gibi ülkenin temelini atan ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran tarihi kişilere 'İki ayyaş' diye saldırıp, Laik Cumhuriyet ilekeleri yok edilmeye çalışılırsa, Atatürk'ün heykelleri kaldırılıp, laik toplumda burukluk yaratılırsa, memleketin yarısı dışlanırsa, ülke karşıt kutuplara ayrılırsa, birlik ve beraberlik nasıl kurulur? İktidarın birlikten anladığı şey, onlar gibi düşünmek, onların yaşam tarzını benimsemek, biat etmek ve her dediklerini kabullenmek. Dayattıkları başkanlık sisteminin ülke insanlarını böleceği görülüyor. Öyle olduğu halde bundan vazgeçmeyi düşünmemeleri, onların nasıl bir birlik istediklerini ortaya koyuyor. Muhalefeti etkisizleştirerek, muhalefet yollarını, denetim mekanizmalarını, yargı yollarını kapatarak, yüzde 51 her şey, yüzde 49 hiçbir şey olduğu sistemde, Anayasa'nın birlik sözleşmesi olması mümkün değildir. Bu metnin Anayasa haline getirilmesi durumunda Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal birliği yok edilmiş olacaktır. Son sözümüz şu ki, yapamazsınız, yapamayacaksınız, gücünüz yetmeyecek. Çünkü biz varız. Çünkü biz halkız" diyerek sözlerini tamamladı.
Basın toplantısının ardından, eşgüdüm toplantısına geçildi.