"Sivas'ın ışığı sönmeyecek"

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, Madımak'ta yakılarak katledilen şair Metin Altıok'un kızı ve CHP eski Milletvekili Zeynep Altıok, Madımak'ta katledilen şair Behçet Aysan'ın kızı Eren Aysan ve Madımak Müze Komitesi Üyesi İsmail Ateş'in konuşmacı olarak yer aldığı panelde, sanatçı Öznur Korkmaz da sazı ve türküleriyle yer aldı. 

Çeşme çarşısındaki tarihi Aya Haralambos Kilisesi'nde gerçekleştirilen ve Sivas'ta katledilen 33 aydının fotoğraflarının izleyici koltuklarına konulan fotoğraflarının yer aldığı paneli, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, CHP İlçe Başkanı Sait Kavasoğulları, Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ömer Önal, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şubesi Başkanı Sedat Mutlu, ADD Çeşme Şubesi Başkanı Mehmet Bilgiç ve çok sayıda vatandaş izledi. Paneli izleyenler, konuşma aralarında sanatçı Öznur Korkmaz'ın söylediği türkülere, koltuklara bırakılan 33 aydının fotoğraflarını kaldırarak eşlik ettiler.

"Aydınlık ve güzel günler olmasını istiyoruz"

Panelin açılış konuşmasını yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şubesi Başkanı Sedat Mutlu, "Din uğruna insanlar katledildi. Hala katlediliyor. Ortadoğu'da ve dünyanın birçok yerinde insanlar katlediliyor. Biz, bu tür katliamların yaşanmaması ve katliamlarla ilgili anma günleri düzenlememek için aydınlık ve güzel günler olmasını istiyoruz" dedi. 

"Ankara'da, Utanç Müzesi'ni hayata geçiriyoruz"

Panel de ilk sözü alan Madımak Müze Komitesi Üyesi İsmail Ateş, "Biz, sırrı sır eden bir gelenekten geliyoruz. Ne yazık ki, bizi öldürenler, bizim mezarlarımıza çiçek bırakıyor diye neredeyse onlara selam durmaya çalışıyoruz. Biz, bizi yakanların, bizi öldürenlerin tekrar gelip, mezarlarımıza çiçek bırakmalarını bekliyoruz. Ama biz, bu katliamların bir daha yaşanmasını istemiyoruz. Bu katliamların bir daha yaşanmaması için de, Ankara'da bir Utanç Müzesi'ni hayata geçirmeye çalışıyoruz. Müzeyi Sivas'ta açabilseydik, çok daha güzel olacaktı. 26 yıldır uğraşıyoruz, ama ne yazık ki, Sivas'taki Madımak Oteli bize vermediler. Biz de bunun yerine, Ankara'da, bir Utanç Müzesi'ni hayata geçiriyoruz" diye açıkladı. 

"Temmuz, bizim için zor bir aydır"

Madımak'ta yakılarak katledilen şair Metin Altıok'un kızı ve CHP eski Milletvekili Zeynep Altıok da yaptığı konuşmada, "Temmuz, bizim için zor bir aydır. Ama hem acımızı paylaştığımızda, hem de geleceğe dair iyimserliğimizi, umudumuzu, güzel şeylerin olacağına dair inancımızı büyüttüğümüzde kolaylaşır. Bizi yönetenler tarafından, şu anda öyle bir kötülükle sınanıyoruz ki, nefretin, şiddetin ve oradan oluşturulan bir ortaklığın karşısına, iyiliği, iyi insanları koyuyorlar. Sürekli hedef gösterme, linç kültürü, yaftalama, ayrıştırma, kutuplaştırma yapılıyor. Bu, ne yazık ki ülkemizin geçmişinde var. Geçmiş acılar, hep bu kodlardan üretildi. Bunu, bu kadar aşırı körüklemek, siyasi ikbal için, sağ iktidarların buralardan beslendiği günleri biz geçmişte yaşadık. Nice katliamlarda canlarımız alındı. Bununla övünen, 'emri ben verdim kardeşim' diyen, bunu büyük bir rahatlıkla toplumla paylaşan, topluma ayrıştırma politikasının yanında, sistemli bir uyuşturma politikası eğitimsizleştirme politikası ve düşünmeyen insan yaratma politikası var" diye dikkat çekti. 

"Sivas'ta 2 katilin isminin silinmesini istedik"

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan da yaptığı konuşmada, "26 yıl önce, Sivas'ta, yaklaşık 7,5 saatlik kuşatma sonucu, Madımak Otel ateşe verildi. Sivas'ın misafiri olan 33 can katledildi. Son bir haftadır Sivas Valisi ile çok yoğun görüşmeler yaptık. Kendisi iyi niyetle, konuşmak istedi. Orayı Bilim Merkezi yaptılar. Hayatını kaybeden 33 canımız ile, 2 otel görevlisi ve 2 katilin ismini duvara yazdılar. Biz, o isimlerin oradan çıkarılmasını istedik. Özellikle 15 Temmuz 2016'dan sonra da gerekçelendirdik. Bu dönem bir adım atıldı. Sonra  nereden emir geldi, ne oldu bilmiyorum, Vali bey isimleri çıkarmaktan geri adım attı. 'Siz, madem Sivas'ta ölenlerin hepsinin ismini yazıyorsunuz, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında tüm ölenlerin isimlerini de yazmanız gerekir' dedim. 'Olmaz öyle şey' dedi. 'O zaman 2 otel görevlisi ile 2 katilin ismini, bizim canlarımızın arasına yazmayın' dedim. Bu dönem olmadı ama, umut ediyorum, önümüzdeki süreç içerisinde, 2 katilin ismi oradan çıkacak diye düşünüyorum" diye konuştu. 

"Çoğalmak istemediğimiz geniş bir aileydik"

Panelde son konuşmayı, Madımak'ta katledilen şair Behçet Aysan'ın kızı Eren Aysan yaptı. Aysan konuşmasında, "2009 yılında bir babalar günü etkinliğinde buluşmuştuk. Etkinliğin adı; 'Benim babam bir kahraman'dı. Bu isim kimseyi yanıltmasın. Biz kahraman babalar istemedik. Biz sadece, yanımızda olan, başımızı omuzuna yaslayabileceğimiz babalar istedik. İstedik ki; devlet kahraman olsun, bu ülkenin şairlerini, yazarlarını, gazetecilerini, sanatçılarını korusun. Süreç içerisinde, çoğaldık, ama çoğalmak istemediğimiz geniş bir aileydik aslında. Bir kısmımız birbirini daha önceden tanıyordu. Çünkü babalarımız arkadaştı. Bu çoğalmak istemediğimiz geniş aile, 2010 yılında TBMM'ye gitti. İki talepleri vardı; birincisi, siyasi cinayetlerde zaman aşımı durdurulsun, ikincisi de, Meclis Araştırma Komisyonlarına işlerlik kazandırılması. Bu komisyonlarda bizi bağlayan bir madde var; devlet sırrı maddesi. Yani bizim babalarımızın öldürülmesi, devlet sırrı kapsamına alınabiliyor. Bu duruma itirazlarımızı yaptık. Biz, hep birlikte, acının kardeşliği ile, gözyaşlarımıza hakim olamadan o masanın etrafındaydık. O masada bizim yerimize babalarımız oturmalıydı. Ama buna bu ülke tarafından izin verilmedi" diye anlattı. 

Panelistlerin yaptığı konuşmaların ardından, izleyicilerin sorduğu sorulara verilen yanıtlarla panel sona erdi.