Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisini siyasi tartışmaların içine çekmeye çalışanlara mesaj gönderdi: "Sözüm, İzmir gibi bir kentin 150 yıllık belediyecilik tarihinde en uzun süre görev yapmış, 397 yılla yargılanıp her şeyden namusuyla çıkmış, geceli gündüzlü kenti için çalışıp kendi özgür iradesiyle seçimlere 6 ay kala ‘Ben aday olmayacağım’ diyen bir belediye başkanını siyaset malzemesi yapmaya ve yıpratmaya çalışanlara: Kimsenin bana bir şey yapmaya gücü yetmez. Ama kente ve kentliye zarar veriyorsunuz."
İzmir'in 59 yıllık gazetesi Ege Telgraf gazetesinin ilk WebTV yayınına konuk olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Aylin Süphandağlı ve İbrahim Koçbaş'ın sorularını yanıtladı. Mart ayındaki yerel seçimlerde aday olmayacağını bir kez daha tekrarlayan Başkan Kocaoğlu, 15 yıllık hizmetten sonra bayrağı devretmenin de bir görev olduğunu söyledi.
Siyaseti zirvede bırakmanın, seçilebilecek durumdayken koltuktan vazgeçmenin Türk siyasetine örnek olmasını dileyen Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:
"Bu sürenin yeterli olduğuna inandık. Her ilçenin, her köyün nasıl kalkınacağı belli. Sanayiye, kırsala, hizmet ve turizm sektörüne, kültür-sanat alanına ne yapmak lazımsa, en güzel örneklerini hayata geçirdik. Bu projelerin ne yönde gelişeceği belli. Örneğin Fuar İzmir’i yapmışız, İzmir’in hizmet sektörünün büyümesinde kaldıraç olarak görev yapıyor. Karşıyaka'da Türkiye'nin bu amaçla inşa edilen ilk opera binasının temelini attık. Çevreci ulaşımda müthiş yatırımlar yaptık. Kırsaldan, yerelden kalkınma projelerini görünür hale getirdik. Eski kenti Kemeraltı, Agora ve Kadifekale'yi ayağa kaldırmak için bir çok çalışma yapıyoruz. Çevre yatırımlarına büyük önem verdik. Her sektörü kendi temsilcileriy le, İzmirlilerle ayağa kaldırdık. Dolayısıyla yapılacak çalışmalarda yol haritası belli. Şimdi bunları sürdürecek bir belediye başkanı lazım."
Mutlaka tasarruf, mutlaka üretim
Ülkedeki ekonomik krizin doğal olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni de etkilediğini belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, "Ülkede ekonomik sıkıntı var. Adına ister kriz, ister başka bir şey deyin. Bu süreçte büyük projelerden kaçınılmalı. Belediye başkanlarına tavsiyem budur. Ben de son 6 aydır tasarruf tedbiri uyguluyorum. Belediye başkanının büyük yatırım yapması kolay değildir. Türkiye’nin bugün uyguladığı neoliberal model, dünyaya mal satan ülkelerin yöntemidir. Bizim ekonomik modelimiz tasarrufa ve üretime dayalı olmalı. Tüketim ve borçlanma modeli bir kenara bırakılmalı. Eğer borçlanarak ekonomiyi hareketlendirirsek yine bir borçlanma olacak. Dolar karşılığında yüzde 7.5 borçlanma sağlanırsa, bu şekilde ekonomi sürdürülemez, büyüyemez. Biz mutlaka tasarrufa yönelmeliyiz" diye konuştu.
"Sen, ben, bizim oğlan"la olmaz bu iş
1 Ekim’de Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmayacağını açıklamasının ardından başlattığı ilçe ziyaretlerini sürdüren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Sadece Büyükşehir Belediye Başkan Adayı için değil 31 aday arkadaş için çalışmaya hazırım" dedi. 1980 öncesinde hiç konuşulmayan dürüstlük kavramının bu tarihten sonra bir meziyet olarak sunulmaya başlandığını dile getiren Başkan Kocaoğlu, "Eskiden 'dürüst' diye bir söylem yoktu. Çünkü belediye başkanı zaten dürüst olmalıydı. 80’lerden sonra artı bir özellik oldu. İnsansan zaten dürüst olacaksın. Hele hele belediye başkanıysan zaten dürüst olmak, güvenilir olmak zorundasın” şeklinde konuştu. Başkan Aziz Kocaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Belediye başkanı profili ülkemizde değişmek zorundadır. Bu profili vatandaşlar değiştirecek. Bu profil değişecek ki, parlamentonun dolayısıyla siyasetin profili değişsin. En çok siyasette erozyon var. Kenti için en çok çalışan, en çok iş yapma kapasitesi bulunan kişi başkan olursa, örnek siyasetçi, örnek yönetici olursa bundan herkes etkilenecek. Dolayısıyla parlamentoda da nitelik zenginliği olacaktır. Siyasetçileri donanımlı kişilerden seçmezsek, o zaman bizi yönetenlerin mükemmel bir biçimde ülkeyi yönetmesi mümkün olmaz. Bugün ülkemizde pırıl pırıl gençler var. Bir sürü keşif yapan gençler, Türk şirketlerinde çalışıp dünyaya açılan ve Türkiye’yi tanıtan gençler var. Bu insanlar siyasete girerse ülke değişir . Sen, ben, bizim oğlan siyasetçi profiliyle Türkiye bir yere gidemez. Akla, bilime inanan, çalışacak, üretecek, dürüst insanlara ihtiyaç var. Siyasi profil nitelik kazanırsa Türkiye de kalkınır.”
Hep İzmir'de olacağım
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisini siyasi tartışmaların içine çekmeye çalışanlara ise şu ince mesajı gönderdi:
"Bugüne kadar sadece ve sadece kentlinin mutluluğu için, lokmasını büyütmek için çalıştım. Bundan sonra belediye başkanlığı dışında da aynı felsefeyle yaşamaya devam edeceğim. Hep İzmir'de olacağım; hiçbir yere gittiğim yok. Hiçbir kimseyle uğraştığım yok. Bir daha dönüp aday olma gibi bir düşüncem de yok. Saygı görmek istiyorsan saygın olman gerek. Buradan siyasilere sesleniyorum. Sözüm, İzmir gibi bir kentte, 150 yıllık belediyecilik tarihinde en uzun süre görev yapmış, 397 yılla yargılanıp her şeyden namusuyla çıkmış, geceli gündüzlü kenti için çalışıp kendi özgür iradesiyle seçimlere 6 ay kala ‘Ben aday olmayacağım’ diyen bir belediye başkanını siyaset malzemesi yapmaya ve yıpratmaya çalışanlaradır: Bana bir şey yapamazlar. Bana kimsen in bir şey yapmaya gücü yetmez. Ama kente ve kentliye zarar veriyorsunuz."
Kuzuyum, hiç kurt olmadım
Kendisinin de 397 yıl hapis istemiyle yargılanıp beraat ettiği, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne kurulan kumpas sürecinde yaşadıkları mağduriyetlere ilişkin sorulara da cevap veren Başkan Aziz Kocaoğlu, şunları kaydetti:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi gibi Türkiye’nin sayılı kuruluşlarından birinin başındasınız. Bağlı şirketleri ile beraber çok büyük kadroyu ve işi yönetiyorsunuz, bunun sorumluluğu var. Bu mevkiye gelen insanın kendini, canını düşünmek gibi bir lüksü yok. Düşünürse evden çıkıp belediyeye gelemez. Vatandaşın sana o sorumluluğu, o cesareti, o yüreği verir; siz de aslan gibi çıkarsınız. Sıkıntılı günlerdi, arkadaşlarımız suçsuz yere içerde yattılar. Kanunla yönetmelikle ilgisi olmayan, yeni mezun olmuş, şartlandırılmış vergi denetmenleri, müfettişler bize çok farklı bakıyordu. Ben kuzuyum, hiç kurt olmadım. Bunları yaşamak elbette çok üzücüydü. Ama bugün bakıyorsunuz, bize operasyon yapan bir tane komiser, savcı, polis, hakim kalmadı." ;
Başkan Kocaoğlu, İzmir'deki seçim sürecinin, Türkiye’nin en aydınlık, en gelişmiş, demokrasiye, Cumhuriyet'e inanan, Atatürk'ün kentine yakışan bir centilmenlik ve saygınlık çerçevesinde sürdürülmesi dileğinde de bulundu.