Act.Now tarafından üçüncüsü Avusturya'nın başkenti Viyana’da 30-31 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Uluslararası Belediye Başkanları Konferansı’na Türkiye'den Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun konuşmacı olarak katılacak. Başkan Tosun, mülteci çocukların yaşadığı sorunların ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin masaya yatırılacağı konferansta son gelişmeler hakkında görüş ve önerilerini paylaşacak.
“Uluslararası İşbirliği Şart”
Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun yaptığı açıklamada, konuşmacı olarak davet edildiği “Çocuklar Radar Altında” başlıklı konferansın 30-31 Ocak tarihleri arasında Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunan ÖBB Salon Atölyeleri Salonu’nda gerçekleştirileceğini belirtti. Başta Suriyeli olmak üzere dünya genelindeki tüm mültecilerin sorunlarının çözümünde barışçıl ve uluslararası işbirliğini öne çıkaran çalışmalara önem verilmesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Tosun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Suriyeliler özellikle de çocuklar ve kadınlar, ülkelerinde 2011 yılında başlayan iç savaşının ardından gelen her günde artarak devam eden, kelimelerle tarif edilemeyecek büyük acılar yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Bugün gelinen nokta artık vicdanlarımızı felç etme noktasında. 2011 yılından bu yana binlerce masum çocuk doğrudan iç savaş ve çatışmalar nedeniyle ya öldü ya da sakat kaldı. Milyonlarca çocuk da ailesinden, evinden, yurdundan koparılarak sokaklarda, kamplarda, sağlıksız koşullarda, yardıma ihtiyaç bir şekilde mülteci olarak yaşamaya mahkum edildi. Mülteci durumuna düşen çocuklar düzenli gıdaya ulaşamadıkları ve gelişimlerini tamamlayabilmeleri için almaları gereken vitaminlerden mahrum kaldıkları için çok ciddi bulaşıcı hastalıklar ve gelişim bozuklukları ile karşı karşıya kaldılar. 6 yılda Suriye’deki vahşetlerin her geçen gün arttığı savaş sonrasında gelinen noktada; eğitimden, insanca yaşam koşullarından mahrum kalan, ağır travmalarla iç içe yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan bu çocukların yaşamları büyük bir trajediye dönüştü. Tüm halkımız gibi ben de bu Suriye’deki savaşın barışçıl çözüme kavuşturulmasını, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere tüm Suriyelilerin evlerine, topraklarına dönmelerini ve huzurlu, mutlu ve özgürce yaşamlarına devam etmesini savunuyoruz. Bu sorunun tek çözümü yerinde çözümdür. Kalıcı çözüm; ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkesine sahip çıkmaktır. İlk iki konferansta olduğu gibi bu konferansta da sorunun kaynağının göç değil, Suriye’deki savaş olduğunu ve bu savaşa en kısa zamanda barışçıl kalıcı çözümler getirilmesini gerektiğine dikkat çeken bir konuşma yapacağım”
“Mülteci Kampına Karşıydık Haklı Çıktık”
Gerçekleştireceği konuşmasında AKP Hükümeti tarafından geçtiğimiz yıl Dikili’ye yapılması planlanan mülteci kampına neden karşı çıktıklarını da detaylı bir şekilde tekrar anlatacağını ifade eden Başkan Tosun, “O dönem Dikili halkı olarak örnek bir dayanışma gösterip AKP hükümetinin kararına karşı çıktık. Üstüne basa basa söylüyorum, biz o zaman asla mültecilere karşı çıkmadık. Mülteci kampı için Dikili’nin doğru yer olmadığını ifade ettik. Ve dedik ki, AKP hükümeti Dikili’ye mülteci kampı kurma girişimleri esnasında uluslararası insan hakları örgütlerinden, meslek odalarından, yerel yönetimlerden, kent dinamiklerinden, sivil toplum örgütlerinden ve yöre halkından herhangi bir öneri ve görüş almamış, tüm bilimsel gerçekleri göz ardı etmiştir. Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri’nin bir bölgeye mülteci kampı kurulması konusundaki net tavrı ‘mülteci kampı kurulurken uluslararası insan hakları örgütleriyle işbirliğine gidilip güvenlik, istihdam politikaları, altyapı, toprak uygunluğu, sağlık, eğitim, gıdaya, suya ulaşım ve çocukların her türlü ihtiyaçlarına cevap verecek olanakları en üst seviyede olan bölgeler seçilmelidir’ yönündedir. Yani, kurulacak kamplarda mültecilerin tüm temel ihtiyaçları gibi, sağlık, eğitim ve güvenlik imkânları da mevcut olması gerekmektedir. Ancak, Dikili’de, kampın kurulacağı iddia edilen alanlarda bu şartların hiçbiri mevcut değildir. Ayrıca Dikili’de mülteci kampı kurulması durumunda ciddi sağlık zafiyetleri ve sorunları yaşanabilir. Çünkü mültecilerin maruz kalabileceği bulaşıcı hastalık salgınına karşı bölgede acil durumlarda müdahale olanağı sağlayacak tam donanımlı sağlık tesisi ve hastane yoktur. En yakın tam donanımlı hastane 120 km uzaklıkta İzmir’in merkezinde bulunan hastanelerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre de Suriye ve yakın bölgesinde iç savaşın ardından 7 hastalıkta ciddi artış gözlenmektedir. Mültecilerin arasında da sıtma, şark çıbanı, tüberküloz, kızamık, su çiçeği, tifo ve bruselloz vakalarında büyük bir artış olduğu için bu hastalık risklerine karşı Dikili ilçesinde acil çözüm getirecek imkanlar mevcut değildir. Ayrıca kampın yerinin belirmesinde, mülteci çocuklar yok sayılmıştır. Türkiye’de doğan Suriyeli çocuk sayısının 300 bine ulaştığı ifade ediliyor. Bir de bu rakama çocuk yaşta olup, ailesi ile birlikte yasadışı göçe katılan çocukları eklediğimizde karşımıza büyük bir rakam çıkıyor. Dikili’de kamp kurulsaydı bu kampa getirilecek mültecilerin içindeki çocuk mülteci oranı nedir, hiç bilinmiyordu. Böyle bir bilgi olmadığı için de çocuk mültecilerin barınması, sağlık, eğitim, giyim ve gıda ihtiyaçlarının sağlanması konusunda büyük zafiyetler yaşanacaktı. Yine bu konuda da uluslararası insan hakları örgütü ve dünya sağlık örgütleriyle herhangi bir işbirliği çalışması da mevcut değildi. Bölgede güvenlik gibi su sıkıntısı da üst düzeydeydi. Çocukların rehabilite edilmesine imkan sunacak olanaklar da mevcut değildi. Çocukların eğitimlerini sağlayacağı, oyunlar oynayacağı ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını da karşılayacakları tam donanımlı tesislerde yoktu, yapılması da uzun zaman alırdı. İşte bu nedenlerle kampa karşı çıktık. Mülteci çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere Suriyeli mültecilerin ihtiyaçlarının daha rahat karşılanacağı, altyapı imkanlarının elverişli olduğu yerlere bu kampların yapılmasını savunduk. Mücadelemize de tüm kesimler destek verdi ve AKP Hükümeti mültecileri daha da mağdur edecek Dikili’ye mülteci kamp yapma kararından vazgeçti. Bunları da yeniden, üstüne basa basa anlatacağım’ dedi.
“Bu Konferansı Çok Önemsiyoruz”
Başkan Tosun, bu tür konferans ve çalışmaların sorunların çözümü için önemli bir fayda sağladığına da inandığını dile getirerek, “Suriye’deki iç savaş tüm dünyanın sorunudur. Çünkü burada çocuklar suçsuz günahsız çocuklar, kadınlar, insanlar ölüyor, sakat kalıyor. Bu nedenle tüm dünya ülkeleri yaşanan vahşet karşısında hakkaniyet duygusunu kaybetmemelidir. Eğer bu savaş olmasaydı kimse evini, topraklarını, vatanını terk etmeyeceklerdi. Kimse de mülteci durumuna düşmeyecekti. Bu dramın bitmesi için eli kanlı terör örgütlerine karşı tüm ülkeler kenetlenmeli, güçlü olmalı ve insanları savunmasız hale getiren, acılara, zulümlere sürükleyen savaşa geçit verilmemelidir. Gerçekleşecek bu konferans da inançlarımızın yeşerdiği, güçlendiği bir oluşum olacaktır. Bu konferansı çok önemsiyoruz" ifadelerini kullandı.
“Suriye Aydınlanırsa, Tüm Dünya Yeniden Aydınlanır”
Tosun, “Yakın coğrafyamızda yaşanan savaş ve bu savaşın neden olduğu mülteci krizinin çözülemeyişi gibi yaşanan savaşta ölenlerin sayısı gibi denizlerde teknelerin batmasıyla hayatını kaybedenlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Hiçbir günahı olmayan masum çocukların cansız bedenleri kıyılara vuruyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz ve basit olmamalı. Bizler, hepimiz sorumluyuz. Bu sorunu çözmek için tüm var gücümüzle çalışmalıyız. Suriye karanlığa batarsa tüm insanlık karanlığa batar. Suriye aydınlanırsa, tüm dünya yeniden aydınlanır. Suriye’de huzurun sağlanması için çalışmaya devam edeceğiz. Suriye halkı için, dünya halklarının barış içinde yaşaması için çalışacağız”