Geçtiğimiz hafta da bu değiştirildi, SİT derecesi düşürüldü. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım alanı haline getirildi. Buna göz yuman kurumlar da var maalesef. İlgili yerel idareler bu konuda tutum almadı. SİT derecesi düşürüldü, imar planları rahat rahat çıkabilsin diye” dedi.
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Zafer Mutluer, SONSÖZ TV’ye konuk oldu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in İzmir Çeşme Kültür ve Turizmi Koruma ve Gelişim Bölgesi projesi ilgili sorusuna yanıt veren Mutluer, “O bölgenin yüzde 55’lik kısmı, Nitelikli Doğal Koruma Alanı. Bu alanda turizm projesi kapsamındaki kullanımlara izin veremezsiniz. Bu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilke kararında açıkça belirtiliyor” dedi.
KAMU ALANLARI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
İlke kararına rağmen, sit derecesinin “Nitelikli Doğal Koruma Alanı”ndan, “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı”na indirildiğini söyleyen Zafer Mutluer, “Kanal İstanbul projesi neyse, Çeşme projesi de aynıdır. İkisi de zararlıdır” dedi. Çeşme Turizm Projesi’yle ilgili kafalarda çok sayıda soru işareti olduğuna dikkat çeken Zafer Mutluer, şu açıklamalarda bulundu:
“Başından beri bizim için bazı başlıklar netti. Bu konuda kafası karışık olan kurumlar elbette var. Ancak alanın mevcut hali, neyin yapılamayacağını söylüyordu. Alan, zaten yüzde 97'si kamu mülkiyetinde olan bir alan. Kamu alanları peşkeş çekiliyor. Bir diğer yandan alanın yüzde 55'lik kısmı Nitelikli Doğal Koruma alanı. Bu alanda turizm projesi kapsamındaki kullanımlara izin veremezsiniz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilke kararında açıkça beliriliyor. Biz başta bunları söyledik.
Doğal alanda risk taşıyor. Böyle bir sınır belirlenmesi, sit derecesinin düşürülmesi kapsıyor. Bunu hatta 15 Mayıs 2020'de Çesme'de yapılan bir toplantıda statünün değişeceği söylenmişti. Geçtiğimiz hafta da bu değiştirildi, SİT derecesi düşürüldü. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım alanı haline getirildi. Buna göz yuman kurumlar da var maalesef. İlgili yerel idareler bu konuda tutum almadı. SİT derecesi düşürüldü, imar planları rahat rahat çıkabilsin diye. Görülüyor ki, bir proje var ve buna göre bir SİT değişikliği yapılmış. Tartışmada akıl ile oynanan bir durum var. Proje var, imar planları var ancak paylaşmıyorlar. İlgili belediyeler ile paylaşıldığı ancak bunların paylaşılmaması gerektiği basına yansıdı. Toplumsal muhalefet de var alanla ilgili. Bizim bu alanın peşkeş çekilmesine ve doğal alanların yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Çeşme Projesi çok berrak bir konu, İzmirliler de bu konuda tutum almalı. Kanal İstanbul Projesi neyse, Çeşme Projesi de aynıdır. İkisi de zararlıdır.” (Egede Son Söz)